 güveClick to Search güve |
| moth, clothes moth |
|
güve doluClick to Search güve dolu |
| mothy |
|
güve yemezClick to Search güve yemez |
| mothproof |
|
güve yemişClick to Search güve yemiş |
| moth-eaten |
|
güveçClick to Search güveç |
| casserole, stewpan, crock, hot pot, Marmite, olla, pipkin, stew |
|
güveç türlüsüClick to Search güveç türlüsü |
| olla podrida |
|
güveçte pişirmekClick to Search güveçte pişirmek |
| jug |
|
güveçte tavşan yahnisiClick to Search güveçte tavşan yahnisi |
| jugged hare |
|
güvelenmekClick to Search güvelenmek |
| to be damaged by moths, be moth-eaten |
|
güveliClick to Search güveli |
| mothy |
|
güvemeriğiClick to Search güvemeriği |
| buckthorn |
|
güvenClick to Search güven |
| trust, confidence, reliance, assurance, faith, affiance, belief, credence, credit, dependance, dependence, positiveness, sureness |
|
güven belgesiClick to Search güven belgesi |
| credentials |
|
güven duyulanClick to Search güven duyulan |
| confiding |
|
güven gerektiren görevClick to Search güven gerektiren görev |
| position of trust |
|
güven kaynağıClick to Search güven kaynağı |
| anchor, anchorage |
|
güven oyuClick to Search güven oyu |
| vote of confidence |
|
güven ve sempati uyandırma yeteneğiClick to Search güven ve sempati uyandırma yeteneği |
| charisma |
|
güven verenClick to Search güven veren |
| confidential, faithful |
|
güven vermekClick to Search güven vermek |
| lend wings to |
|
güvenceClick to Search güvence |
| reassurance, guarantee, guaranty, assurance, security, indemnification, indemnity, surety |
|
güvence vermeClick to Search güvence verme |
| sponsion |
|
güvence vermekClick to Search güvence vermek |
| reassure, stand security, plight, give security, put up security |
|
güvencede olarakClick to Search güvencede olarak |
| safely |
|
güvenceliClick to Search güvenceli |
| fail proof, fail-safe |
|
güvencelikClick to Search güvencelik |
| letter of credence |
|
güvencesizClick to Search güvencesiz |
| unsecured |
|
güvenceye alınmışClick to Search güvenceye alınmış |
| secured |
|
güvenceye almakClick to Search güvenceye almak |
| secure, assure |
|
güvençClick to Search güvenç |
| trust, reliance, confidence |
|
güvendiği kişi olmakClick to Search güvendiği kişi olmak |
| be in smb.`s confidence |
|
güvene dayananClick to Search güvene dayanan |
| fiduciary |
|
güvenenClick to Search güvenen |
| trusting, relying on, trustful, reliant |
|
güvenerekClick to Search güvenerek |
| confidentially, on trust, in reliance on, in reliance upon |
|
güvenışığıClick to Search güvenışığı |
| phot. safelight |
|
güveni kötüye kullanmaClick to Search güveni kötüye kullanma |
| breach of trust, breach of faith, misappropriation |
|
güvenilebilirClick to Search güvenilebilir |
| dependable |
|
güvenilebilirlikClick to Search güvenilebilirlik |
| dependability |
|
güvenilirClick to Search güvenilir |
| reliable, trustworthy, dependable, secure, trusty, confidential, authentic, bankable, calculable, certain, credible, creditable, gilt edged, regular, responsible, right hand, solid, sound, stalwart, stanch, staunch, straight, sure, above suspicion |
|
güvenilir arkadaşClick to Search güvenilir arkadaş |
| a tried friend |
|
güvenilir bilgiClick to Search güvenilir bilgi |
| dinkum oil |
|
güvenilir bir kaynaktanClick to Search güvenilir bir kaynaktan |
| from a reliable source |
|
güvenilir kaynakClick to Search güvenilir kaynak |
| a reliable source |
|
güvenilir kimseClick to Search güvenilir kimse |
| trusty, stand by, a safe card |
|
güvenilir kişiClick to Search güvenilir kişi |
| trust |
|
güvenilir tahvillerClick to Search güvenilir tahviller |
| gilts, gilt edged securities |
|
güvenilir yardımcısıClick to Search güvenilir yardımcısı |
| right hand |
|
güvenilirlikClick to Search güvenilirlik |
| trustworthiness, reliability, stability, authenticity, credibility, faithfulness, responsibility, solidity |
|
güvenilmekClick to Search güvenilmek |
| to be trusted, be trusted in, be relied on, be depended on, be confided in |
|
güvenilmezClick to Search güvenilmez |
| uncertain, untrusty, unreliable, untrustworthy, unfaithful, unsound, irresponsible, precarious, beyond belief, discredited, elusive, elusory, faithless, insecure, shifty, slippery, suspicious, treacherous, unstable, unsteady, whacky |
|
güvenilmez satıcıClick to Search güvenilmez satıcı |
| huckster |
|
güvenilmez tipClick to Search güvenilmez tip |
| rotter |
|
güvenilmezlikClick to Search güvenilmezlik |
| untrustworthiness, unsoundness, insecurity, shiftiness, slipperiness, trickiness |
|
güvenini kazanmakClick to Search güvenini kazanmak |
| be in smb.`s confidence |
|
güvenini kötüye kullanmakClick to Search güvenini kötüye kullanmak |
| betray smb.`s trust |
|
güvenini sarsmakClick to Search güvenini sarsmak |
| betray one`s trust |
|
güvenini suistimal etmekClick to Search güvenini suistimal etmek |
| betray one`s trust |
|
güvenini tazelemekClick to Search güvenini tazelemek |
| reassure |
|
güvenirlikClick to Search güvenirlik |
| reliability |
|
güvenleClick to Search güvenle |
| on trust |
|
güvenliClick to Search güvenli |
| safe, secure; confident, assured |
|
güvenli bir şekildeClick to Search güvenli bir şekilde |
| safely |
|
güvenli bir yerdeClick to Search güvenli bir yerde |
| under lock and key |
|
güvenli bir yere gizlemekClick to Search güvenli bir yere gizlemek |
| stash, stash away |
|
güvenli olarakClick to Search güvenli olarak |
| confidently |
|
güvenli olmayanClick to Search güvenli olmayan |
| unsafe |
|
güvenli yerClick to Search güvenli yer |
| beachhead |
|
güvenliceClick to Search güvenlice |
| surely |
|
güvenliği sağlamaClick to Search güvenliği sağlama |
| police |
|
güvenliği sağlamakClick to Search güvenliği sağlamak |
| police |
|
güvenlikClick to Search güvenlik |
| safety, security |
|
güvenlik araştırmasıClick to Search güvenlik araştırması |
| vetting |
|
güvenlik görevlisiClick to Search güvenlik görevlisi |
| security officer, security man, peace officer |
|
güvenlik gücüClick to Search güvenlik gücü |
| detective force |
|
güvenlik hissiClick to Search güvenlik hissi |
| sense of security |
|
güvenlik konseyiClick to Search güvenlik konseyi |
| Security Council |
|
güvenlik kontrolüClick to Search güvenlik kontrolü |
| security check |
|
güvenlik kurallarıClick to Search güvenlik kuralları |
| safety rules |
|
güvenlik kuvvetleriClick to Search güvenlik kuvvetleri |
| security force, police force |
|
güvenlik önlemleriClick to Search güvenlik önlemleri |
| security |
|
güvenlik şeridiClick to Search güvenlik şeridi |
| clearway, shoulder, hard shoulder |
|
güvenlilikClick to Search güvenlilik |
| reliability |
|
güvenmeClick to Search güvenme |
| trusting, trusting in, relying on, depending on, having confidence in, confiding in |
|
güvenmekClick to Search güvenmek |
| rely on, trust, count on, have confidence in, believe, put faith in, put one`s trust in, accredit, bank on, bargain on, base oneself on, build, calculate, confide, confide in, credit, depend, figure on, go on, lean on, look to, reckon on |
|
güvenmemekClick to Search güvenmemek |
| (negative form of güvenmek) not to trust, not to rely on, suspect, disbelieve, discredit, distrust, have a distrust of smb., doubt, mistrust |
|
güvenoylamasıClick to Search güvenoylaması |
| a vote of confidence |
|
güvenoyuClick to Search güvenoyu |
| vote of confidence, vote intended to demonstrate faith in the government or its leadership |
|
güvensizClick to Search güvensiz |
| insecure, not confident, distrustful, unsecured, incredulous, jealous, mistrustful |
|
güvensizlikClick to Search güvensizlik |
| insecurity, mistrust, distrust, doubt, no confidence, discredit, disbelief, shyness |
|
güvensizlik duymakClick to Search güvensizlik duymak |
| have a distrust of smb |
|
güvensizlik oyuClick to Search güvensizlik oyu |
| vote of no confidence, vote of censure, motion of censure |
|
güvensizlik uyandırmakClick to Search güvensizlik uyandırmak |
| raise doubts |
|
güvercinClick to Search güvercin |
| pigeon, rock dove, rock pigeon |
|
güvercin gözlüClick to Search güvercin gözlü |
| dove eyed |
|
güvercin postasıClick to Search güvercin postası |
| pigeon post |
|
güvercin sürücüClick to Search güvercin sürücü |
| loft |
|
güvercin yavrusuClick to Search güvercin yavrusu |
| squab, squealler |
|
güvercin yuvasıClick to Search güvercin yuvası |
| pigeonhole |
|
güvercinboynuClick to Search güvercinboynu |
| güvercingöğsü, -nü dove color; dove-colored |
|
güvercinler ve şahinlerClick to Search güvercinler ve şahinler |
| doves and hawks |
|
güvercinlikClick to Search güvercinlik |
| pigeon house, dovecot, dovecote, pigeon loft, pigeonry, columbarium, loft |
|
güverteClick to Search güverte |
| deck |
|
güverte iskelesiClick to Search güverte iskelesi |
| gangplank |
|
güverte kamarasıClick to Search güverte kamarası |
| cuddy |
|
güverte köprüsüClick to Search güverte köprüsü |
| flying bridge |
|
güverte merdiveniClick to Search güverte merdiveni |
| companion |
|
güverte subayıClick to Search güverte subayı |
| warrant officer |
|
güverte tayfasıClick to Search güverte tayfası |
| deck-hand |
|
güverte yolcusuClick to Search güverte yolcusu |
| deck passager |
|
güvertede teslimClick to Search güvertede teslim |
| free on board |
|
güvertedeki kalastan zorla yürütülmekClick to Search güvertedeki kalastan zorla yürütülmek |
| walk the plank |
|
güverteden uzatılan köprüClick to Search güverteden uzatılan köprü |
| gangway |
|
güverteliClick to Search güverteli |
| decker |
|
güvertesizClick to Search güvertesiz |
| undecked |
|
güveyClick to Search güvey |
| groom, bridegroom |
|
güveyfeneriClick to Search güveyfeneri |
| Chinese lantern, winter cherry |
|
güveylikClick to Search güveylik |
| being a bridegroom; being a son-in-law; clothes or a gift for a bridegroom; suitable for a bridegroom |
|
güveyotuClick to Search güveyotu |
| oregano |
|
güvezClick to Search güvez |
| purplish red |
|
tombul güveClick to Search tombul güve |
| tussock moth |
|