açık alanClick to Search açık alan |
range, agora, concourse, opening |
|
açıklık alanClick to Search açıklık alan |
clearing |
|
ağırdan alanClick to Search ağırdan alan |
reluctant, dilatory, Fabian |
|
ağırdan alan kimseClick to Search ağırdan alan kimse |
slowpoke |
|
aklını başından alanClick to Search aklını başından alan |
ravishing |
|
alanClick to Search alan |
space, area, range, field, arena, region, sphere, ambit, compass, domain, extent, maidan, pitch, reach, realm, scope, theater, theatre (In British), tract |
|
alanClick to Search alan |
recipient, susceptive |
|
alan görevlisiClick to Search alan görevlisi |
ground crew |
|
alan kimseClick to Search alan kimse |
recipient |
|
alan korkusuClick to Search alan korkusu |
agoraphobia |
|
alan talanClick to Search alan talan |
in utter confusion |
|
alan talan etmekClick to Search alan talan etmek |
to make a mess (of); to plunder |
|
alan talan olmakClick to Search alan talan olmak |
to be messed up, be turned upside down; to be plundered, be sacked |
|
alanına girmekClick to Search alanına girmek |
fall within |
|
alantopuClick to Search alantopu |
tennis |
|
ata binilen alanClick to Search ata binilen alan |
riding |
|
atın yürütüldüğü alanClick to Search atın yürütüldüğü alan |
manege |
|
bilgi alanClick to Search bilgi alan |
informed |
|
bilimsel amaçla ağaç yetiştirilen alanClick to Search bilimsel amaçla ağaç yetiştirilen alan |
arboretum |
|
bir eliyle verip diğeriyle geri alan kimseClick to Search bir eliyle verip diğeriyle geri alan kimse |
Indian giver |
|
bol güneş alan odaClick to Search bol güneş alan oda |
sun parlor |
|
borç alan kimseClick to Search borç alan kimse |
borrower |
|
borsada halka satılmayan yeni senetleri alan kişiClick to Search borsada halka satılmayan yeni senetleri alan kişi |
underwriter |
|
boş alanClick to Search boş alan |
clear |
|
çim alanClick to Search çim alan |
fairway |
|
çim alan bakıcısıClick to Search çim alan bakıcısı |
greenman |
|
devlet desteği alanClick to Search devlet desteği alan |
subventioned |
|
devletten teşvik alanClick to Search devletten teşvik alan |
spoon-fed |
|
dikkate alanClick to Search dikkate alan |
regardful |
|
ekili alanClick to Search ekili alan |
plantation |
|
esir alan kimseClick to Search esir alan kimse |
captor |
|
eski evleri malzemesi için alan kimseClick to Search eski evleri malzemesi için alan kimse |
knacker |
|
gazetede yazısının uzunluğuna göre para alan yazarClick to Search gazetede yazısının uzunluğuna göre para alan yazar |
space writer |
|
geniş alanClick to Search geniş alan |
expanse, sweep |
|
güneşi merkez alanClick to Search güneşi merkez alan |
heliocentric |
|
hafife alanClick to Search hafife alan |
disdainful |
|
hastalık belirtilerini ele alan bilim dalıClick to Search hastalık belirtilerini ele alan bilim dalı |
symptomatology |
|
hibe alan kimseClick to Search hibe alan kimse |
grantee |
|
içine alanClick to Search içine alan |
inclusive |
|
ileri alan oyuncusuClick to Search ileri alan oyuncusu |
striker |
|
ileride yer alan kimseClick to Search ileride yer alan kimse |
forward |
|
kalkınmada öncelikli alanClick to Search kalkınmada öncelikli alan |
reconstruction area |
|
katedralden ödenek alan papazClick to Search katedralden ödenek alan papaz |
prebend, prebendary |
|
kervanla yol alan kimseClick to Search kervanla yol alan kimse |
caravaner |
|
kırmızı alanClick to Search kırmızı alan |
Red Channel (in the airport) |
|
kolay şekil alanClick to Search kolay şekil alan |
waxen, waxy |
|
komünyon alan kimseClick to Search komünyon alan kimse |
communicant |
|
konuyu aynı yönden ele alanClick to Search konuyu aynı yönden ele alan |
synoptic |
|
korkunç şeyleri alaya alan mizahClick to Search korkunç şeyleri alaya alan mizah |
gallows humor |
|
köle alan kişiClick to Search köle alan kişi |
enslaver |
|
manyetik alanClick to Search manyetik alan |
magnetic field |
|
nöbeti alan kimseClick to Search nöbeti alan kimse |
relief |
|
ormanda alan açmakClick to Search ormanda alan açmak |
clear (a forest) |
|
ormanda harap edilmiş alanClick to Search ormanda harap edilmiş alan |
slash |
|
orta alanClick to Search orta alan |
center, centre (In British) |
|
orta alanClick to Search orta alan |
center court (tenis) |
|
orta alan oyuncusuClick to Search orta alan oyuncusu |
center, centre (In British) |
|
öç alanClick to Search öç alan |
vindicatory |
|
öç alan kimseClick to Search öç alan kimse |
avenger |
|
ödül alan kimseClick to Search ödül alan kimse |
conferee |
|
ödünç alanClick to Search ödünç alan |
borrower |
|
pay alanClick to Search pay alan |
participating |
|
rehin alanClick to Search rehin alan |
pledgee |
|
rehin karşılığı borç alan kimseClick to Search rehin karşılığı borç alan kimse |
pawner, pawnor |
|
rüşvet alanClick to Search rüşvet alan |
venal |
|
rüzgar alanClick to Search rüzgar alan |
windy, exposed to the wind, windswept, bleak |
|
rüzgar alan tarafClick to Search rüzgar alan taraf |
weather side |
|
sadaka alan kimseClick to Search sadaka alan kimse |
almsman |
|
sadece kendini merkez alanClick to Search sadece kendini merkez alan |
egocentric |
|
senet alan kimseClick to Search senet alan kimse |
drawee |
|
setlerle ile çevrilmiş alanClick to Search setlerle ile çevrilmiş alan |
escarpment |
|
sevişenleri izlemekten zevk alan kimseClick to Search sevişenleri izlemekten zevk alan kimse |
voyeur |
|
su alan delikClick to Search su alan delik |
scupper |
|
sürekli karla kaplı alanClick to Search sürekli karla kaplı alan |
snowfield |
|
şövalye eğitimi alan çocukClick to Search şövalye eğitimi alan çocuk |
page |
|
teminat alan kimseClick to Search teminat alan kimse |
distrainer, distrainor |
|
tüketiciyi hedef alan reklamClick to Search tüketiciyi hedef alan reklam |
direct advertising |
|
yağmur alan tarafClick to Search yağmur alan taraf |
weather side |
|
yararlı alanClick to Search yararlı alan |
useful space |
|
yardım alan kimseClick to Search yardım alan kimse |
donee, grantee |
|
yayını alabilen alanClick to Search yayını alabilen alan |
service area |
|
yerini alan kimseClick to Search yerini alan kimse |
relay |
|
yerini alan şeyClick to Search yerini alan şey |
substitution |
|
yeşil alanClick to Search yeşil alan |
Green Channel (in the airport) |
|
yıllık ödenek alan kimseClick to Search yıllık ödenek alan kimse |
annuitant |
|
yorulanın yerini alan grupClick to Search yorulanın yerini alan grup |
relay |
|
yön sinyali alanClick to Search yön sinyali alan |
directional |
|
zaman alanClick to Search zaman alan |
time-consuming |
|
zorla alan kimseClick to Search zorla alan kimse |
usurper |
|