açık yük vagonuaçık yük vagonu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
flatcar, gondola, gondola car, platform car |
|
ağır yükağır yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
incubus, surcharge |
|
ana yükana yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
base load |
|
araba dolusu yükaraba dolusu yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
carload |
|
asgari yükasgari yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
carload |
|
aşırı yükaşırı yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
overload |
|
dikme ile yük yerleştirmekdikme ile yük yerleştirmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
steeve |
|
faydalı yükfaydalı yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
useful load |
|
fazla yükfazla yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
overcharge |
|
gemiden denize atılan yükgemiden denize atılan yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
jetsam |
|
gemiden yük atmagemiden yük atma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
jettison |
|
kazançlı yükkazançlı yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
pay load |
|
keseye yükkeseye yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
drain on the purse |
|
kısa bacaklı yük beygirikısa bacaklı yük beygiri Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
punch |
|
kuru yükkuru yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
wey |
|
mali yükmali yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
drain |
|
sığır yük vagonusığır yük vagonu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
stock car |
|
teleferikle yük taşımateleferikle yük taşıma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
telpherage |
|
vagon dolusu yükvagon dolusu yük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
carload |
|
yükyük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
bulk, burden, cargo, charge, encumbrance, fardel, freight, goods, haul, impedimenta, imposition, impost, incident, lading, load, loading, onus, plummet, shipment, stowage, strain, tax, weight, shipload, pile |
|
yük almakyük almak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
load up |
|
yük ambarıyük ambarı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
cargo hold |
|
yük arabacısıyük arabacısı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
drayman, teamster |
|
yük arabasıyük arabası Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
dray, dray chart, trolley, waggon, wagon, wain |
|
yük arabası kullanan kimseyük arabası kullanan kimse Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
carter |
|
yük asansörüyük asansörü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
goods lift, hoist |
|
yük atmakyük atmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
jettison |
|
yük beygiriyük beygiri Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
bathorse, cart horse, dray horse, packhorse, sumpter, sumpter horse |
|
yük beygiri sürücüsüyük beygiri sürücüsü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
sumpter |
|
yük boşaltma işçisiyük boşaltma işçisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
stevedore |
|
yük boşaltmakyük boşaltmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
debus |
|
yük fazlası ücretiyük fazlası ücreti Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
excess freight |
|
yük gemisiyük gemisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
cargo boat, freighter, merchantman, merchantship, transport ship, transport vessel |
|
yük gemisi işletmecisiyük gemisi işletmecisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
freighter |
|
yük gönderen kimseyük gönderen kimse Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
freighter |
|
yük hayvanıyük hayvanı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
beast of burden, pack animal, draught animal |
|
yük hayvanına takılan küfeyük hayvanına takılan küfe Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
pannier |
|
yük istasyonuyük istasyonu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
goods yard |
|
yük kapasitesiyük kapasitesi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
carrying capacity, tonnage |
|
yük lokomotifiyük lokomotifi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
mogul |
|
yük memuruyük memuru Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
supercargo |
|
yük olmakyük olmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
bear hard on, be a charge on smb., cumber, impose, load, tax, weigh, weigh on, weigh upon |
|
yük rampasıyük rampası Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
dock |
|
yük sandığıyük sandığı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
container |
|
yük taşımayük taşıma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
burden, freightage |
|
yük treniyük treni Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
freight train, goods train, waggon train, wagon train |
|
yük treni lokomotifiyük treni lokomotifi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
goods engine |
|
yük uçağıyük uçağı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
air freighter |
|
yük vagonuyük vagonu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
boxcar, freight car, truck, van, waggon, wagon |
|
yük yeriyük yeri Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
bellyhold |
|
yükçüyükçü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
porter, person who carries burdens |
|
yüklemyüklem Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
predicate |
|
yüklem oluşturan isimyüklem oluşturan isim Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
predicate noun |
|
yüklem oluşturan sıfatyüklem oluşturan sıfat Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
predicate adjective |
|
yüklemeyükleme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
ascription, charge, embarkation, imposition, lading, loading, predication, shipment |
|
yükleme işçisiyükleme işçisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
stevedore |
|
yükleme ve boşaltma süresiyükleme ve boşaltma süresi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
lay days |
|
yüklemeden önce tartılmakyüklemeden önce tartılmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
weigh in |
|
yüklemekyüklemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
ascribe, burden, charge, embark, encumber, fasten, fasten on, father, foist, freight, hand over, heap, impose, impute, inflict, lade, lay, lay on, load, offload, overlay, pitch, plant, put, put down, saddle, shift, stack, store, weight, pin |
|
yüklemekyüklemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
lay smth. at one`s door |
|
yüklememekyüklememek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
(negative form of yüklemek) ascribe, burden, charge, embark, encumber, fasten, fasten on, father, foist, freight, hand over, heap, impose, impute, inflict, lade, lay, lay on, load, offload, overlay, pitch, plant, put, put down, saddle, shift, stack, store, weight, pin |
|
yüklemi oluşturanyüklemi oluşturan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
predicative |
|
yüklenebiliryüklenebilir Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
due to |
|
yüklenebiliryüklenebilir Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
ascribable, assignable, attributable, imputable |
|
yüklenenyüklenen Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
imputative |
|
yüklenmeyüklenme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
assumption, embarkation, punishment |
|
yüklenmekyüklenmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
to shoulder or take on (a burden, task, or responsibility); to push against (someone, something) with all one´s weight; to press, push, put pressure on, pressure (someone); (for rain) to come down hard, fall hard; to make a strong, concerted attack upon, rush or press (someone) hard; (for someone, an animal, a vehicle) to be loaded or freighted; (for a load) to be put on/in; (for a task or responsibility) to be given to or laid on (someone); (for the blame) to be laid on (someone); (for an electrical charge) to be given to |
|
yüklenmemekyüklenmemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
(negative form of yüklenmek) attach, embark, lie heavy on smb., lay on, load, load up, shoulder, sit upon, stick it on, be stuck with, take upon oneself, undertake |
|
yükletmekyükletmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
to have (someone) load (someone, an animal, a vehicle); to have (something) loaded in/on; to have (a task or responsibility) given to or laid upon (someone); to have (the blame) put on (someone); have (something) charged with (electricity) |
|
yükleyiciyükleyici Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
loader, shipper |
|
yüklüyüklü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
charged |
|
yüklüyüklü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
fraught, laden, loaded |
|
yüklükyüklük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
large, built-in cupboard (where bedding is stored during the day) |
|
yükseğe atmakyükseğe atmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
sky |
|
yükseğe pompalamakyükseğe pompalamak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
pump up |
|
yükseğine gitmekyükseğine gitmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
go up |
|
yüksekyüksek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
clarion |
|
yüksekyüksek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
above, over |
|
yüksekyüksek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
acro, hyper |
|
yüksekyüksek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
raised high, elevated, exalted, high, highrise, lofty, loud, spheric, stately, superior, tall; buoyant, penetrating, penetrative |
|
yüksek ateşyüksek ateş Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high fever, pyrexia, pyrogen |
|
yüksek atlamayüksek atlama Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high jump, pole jump, pole vault, vault |
|
yüksek atlama sırığıyüksek atlama sırığı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
vaulting pole |
|
yüksek atlama yapmakyüksek atlama yapmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
pole jump, pole vault |
|
yüksek atlamacıyüksek atlamacı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
pole jumper, pole-vaulter |
|
yüksek basınçyüksek basınç Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
barometric maximum |
|
yüksek basınçlıyüksek basınçlı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high pressure |
|
yüksek basınçlı atmosfer kütlesiyüksek basınçlı atmosfer kütlesi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
anticyclone |
|
yüksek basınçlı bölgeyüksek basınçlı bölge Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high |
|
yüksek binayüksek bina Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
highrise, highrise building |
|
yüksek bir standardı tutturmakyüksek bir standardı tutturmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
set a high standard |
|
yüksek dağyüksek dağ Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
alp |
|
yüksek dağlar ile ilgiiyüksek dağlar ile ilgii Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
alpine |
|
yüksek dalgayüksek dalga Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
bore |
|
yüksek dereceliyüksek dereceli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
of high degree |
|
yüksek dini mahkemeyüksek dini mahkeme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
rota |
|
yüksek duygulara ulaştıranyüksek duygulara ulaştıran Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
edifying |
|
yüksek düzlükyüksek düzlük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
terrace |
|
yüksek enflasyonyüksek enflasyon Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
runaway inflation |
|
yüksek faizyüksek faiz Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
usury |
|
yüksek faizliyüksek faizli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
usurious |
|
yüksek fırınyüksek fırın Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
blast furnace |
|
yüksek frekansyüksek frekans Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high frequency |
|
yüksek frekans jeneratörüyüksek frekans jeneratörü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
klystron |
|
yüksek frekanslı hoparlöryüksek frekanslı hoparlör Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
tweeter |
|
yüksek gerilimyüksek gerilim Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
excess voltage, heavy current |
|
yüksek gerilim akımıyüksek gerilim akımı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high tension, high voltage |
|
yüksek gerilim hattıyüksek gerilim hattı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
power line |
|
yüksek gerilimliyüksek gerilimli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high tension |
|
yüksek görüş mesafesiyüksek görüş mesafesi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high visibility |
|
yüksek göstermekyüksek göstermek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
window dress |
|
yüksek hakimyüksek hakim Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
justiciary |
|
yüksek kabartmayüksek kabartma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
alto relievo |
|
yüksek kaliteyüksek kalite Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
superior quality |
|
yüksek kaliteliyüksek kaliteli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
of high quality |
|
yüksek kar ile satmakyüksek kar ile satmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
sell at a premium |
|
yüksek kirayüksek kira Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
rack rent |
|
yüksek kira isteyen evsahibiyüksek kira isteyen evsahibi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
rack-renter |
|
yüksek klise kulesiyüksek klise kulesi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
aerial spires |
|
yüksek komidinyüksek komidin Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
tallboy |
|
yüksek kuş yuvasıyüksek kuş yuvası Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
aerie |
|
yüksek lisans almakyüksek lisans almak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
commence |
|
yüksek lisans eğitimi veren okulyüksek lisans eğitimi veren okul Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
graduate school |
|
yüksek lisans okuluyüksek lisans okulu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
graduate school |
|
yüksek lisans öğrencisiyüksek lisans öğrencisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
postgraduate |
|
yüksek mahkemeyüksek mahkeme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
chancery, supreme court, superior court |
|
yüksek mahkeme emriyüksek mahkeme emri Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
mandamus |
|
yüksek makamyüksek makam Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
dignity |
|
yüksek makamlı resmi görevliyüksek makamlı resmi görevli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
chancellor |
|
yüksek matematikyüksek matematik Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
higher mathematics |
|
yüksek mevkiyüksek mevki Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
eminence, eminency |
|
yüksek mevki sahibi kimseyüksek mevki sahibi kimse Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
person of quality |
|
yüksek mevkideyüksek mevkide Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
highly placed |
|
yüksek mevkili kimseyüksek mevkili kimse Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
dignitary, high-up |
|
yüksek mühendisyüksek mühendis Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
certificated engineer |
|
yüksek notyüksek not Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high mark |
|
yüksek olmayanyüksek olmayan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
lowrise |
|
yüksek otoriteyüksek otorite Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
supreme authority |
|
yüksek ovayüksek ova Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
mesa |
|
yüksek öğrenimyüksek öğrenim Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
advanced studies |
|
yüksek perdeliyüksek perdeli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high toned |
|
yüksek perdeli sesyüksek perdeli ses Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high-pitched voice |
|
yüksek randımanlıyüksek randımanlı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high speed |
|
yüksek rütbeliyüksek rütbeli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
big time, eminent, high ranking |
|
yüksek rütbeli adamyüksek rütbeli adam Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
grandee |
|
yüksek rütbeli kimseyüksek rütbeli kimse Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
big timer |
|
yüksek rütbeli levazım subayıyüksek rütbeli levazım subayı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
quarter general |
|
yüksek rütbeli memuryüksek rütbeli memur Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
prefect |
|
yüksek rütbeli olmakyüksek rütbeli olmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
rank |
|
yüksek rütbeli papazyüksek rütbeli papaz Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
prelate |
|
yüksek rütbeli subayyüksek rütbeli subay Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
brass hat, field officer, ranking officer, tribune |
|
yüksek rütbeli subaylaryüksek rütbeli subaylar Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
brass |
|
yüksek rütbeli yargıçlıkyüksek rütbeli yargıçlık Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
chancellorship |
|
yüksek rütbeli yargıçlık rütbesiyüksek rütbeli yargıçlık rütbesi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
chancellorship |
|
yüksek sayı atmayüksek sayı atma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
nick |
|
yüksek sesyüksek ses Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
blare |
|
yüksek sesleyüksek sesle Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
aloud, loud, loudly, out |
|
yüksek sesle çalmakyüksek sesle çalmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
blare |
|
yüksek sesle gülmekyüksek sesle gülmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
cachinnate |
|
yüksek sesle konuşmakyüksek sesle konuşmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
speak up, talk up |
|
yüksek sesle okumakyüksek sesle okumak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
declaim, spout |
|
yüksek sesliyüksek sesli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high tone |
|
yüksek seslilikyüksek seslilik Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
loudness |
|
yüksek sezonyüksek sezon Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high season |
|
yüksek sınıftan halkyüksek sınıftan halk Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
the people of quality |
|
yüksek sivil mahkemeyüksek sivil mahkeme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
Court of Session |
|
yüksek sosyeteyüksek sosyete Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
jet set, the people of quality, upper crust |
|
yüksek sosyetede bulunanyüksek sosyetede bulunan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
in the swim |
|
yüksek tabakayüksek tabaka Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
fashion |
|
yüksek tabakaya özgü olmayanyüksek tabakaya özgü olmayan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
non u |
|
yüksek tansiyonyüksek tansiyon Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
hypertension |
|
yüksek teknolojiyüksek teknoloji Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high tech, high technology |
|
yüksek teknoloji gerektirenyüksek teknoloji gerektiren Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
hi tech |
|
yüksek teknoloji ürünüyüksek teknoloji ürünü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
hi tech |
|
yüksek topukyüksek topuk Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high heel |
|
yüksek topukluyüksek topuklu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high heeled |
|
yüksek tutmakyüksek tutmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
buoy up |
|
yüksek voltajyüksek voltaj Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high tension, high voltage |
|
yüksek yazmayüksek yazma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
write up |
|
yüksek yeryüksek yer Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
high, altitudes |
|
yükseklere çıkıp birden inen heyecanlı trenyükseklere çıkıp birden inen heyecanlı tren Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
roller coaster |
|
yükseklikyükseklik Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
acro |
|
yükseklikyükseklik Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
altitude, elevation, extent, height, highness, loftiness, rise, steepness, swell |
|
yükseklik korkusuyükseklik korkusu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
acrophobia |
|
yükseklik ölçeryükseklik ölçer Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
height finder, altimeter, height gage, height gauge |
|
yükseklik ölçmeyükseklik ölçme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
hypsometry |
|
yükseklik sınırıyükseklik sınırı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
ceiling |
|
yükseklikölçeryükseklikölçer Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
altimeter |
|
yüksekokulyüksekokul Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
institution of higher education |
|
yükseköğretimyükseköğretim Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
higher education |
|
yüksekte çalışan inşaat işçisiyüksekte çalışan inşaat işçisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
spiderman |
|
yüksekte tutmakyüksekte tutmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
keep up |
|
yüksekteki konumyüksekteki konum Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
perch |
|
yüksekten atanyüksekten atan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
pretentious, tub-thumping |
|
yüksekten atan tipyüksekten atan tip Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
ranter |
|
yüksekten atan vaizyüksekten atan vaiz Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
tub-thumper |
|
yüksekten atmayüksekten atma Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
big talk, blow, bluster, bounce, brag, flatulence, pretension, tub-thumping |
|
yüksekten atmakyüksekten atmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
talk big, brag, hector, hold forth, precipitate, rant, roister, shoot off one`s mouth |
|
yüksekten bakanyüksekten bakan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
overlooking |
|
yüksekten bakmakyüksekten bakmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
overlook |
|
yüksekten uçmakyüksekten uçmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
fly high |
|
yükselenyükselen Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
raising |
|
yükselenyükselen Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
ascendant, ascendent, ascending, rising, soaring, upgrade, uphill |
|
yükselen hava akımıyükselen hava akımı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
upcurrent |
|
yükselen sıcak hava kitlesiyükselen sıcak hava kitlesi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
thermals |
|
yükselimyükselim Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
right ascension |
|
yükselip alçalanyükselip alçalan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
up and down |
|
yükselişyükseliş Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
rise, rising, uptrend |
|
yükseliş becerisiyükseliş becerisi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
climbing ability |
|
yükselişe müdahele etmekyükselişe müdahele etmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
deflate |
|
yükselmeyükselme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
advance, advancement, ascension, ascent, climb, distinction, escalation, flux, gain, hike, increase, pickup, preferment, progress, promotion, raise, rise, rising, scaling, step up, swell, swelling, upheaval, uprising, upsurge, upthrust |
|
yükselmeyükselme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
promotional |
|
yükselme eğilimiyükselme eğilimi Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
upward movement |
|
yükselme fırsatıyükselme fırsatı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
opportunity for advancement |
|
yükselme olanağı olmayan işyükselme olanağı olmayan iş Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
blind alley occupation |
|
yükselme şansıyükselme şansı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
promotion prospects |
|
yükselmekyükselmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
to rise, ascend; to rise, increase, mount; (for a voice) to get louder, rise in volume; to rise (in someone´s estimation); to rise, advance, be promoted; to better oneself, come up in the world |
|
yükselmekteyükselmekte Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
on the upbeat |
|
yükselmemekyükselmemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
(negative form of yükselmek) arise, ascend, be in the ascendant, be in the ascendent, climb, escalate, gain, go up, harden, heighten, improve, louden, nose up, get one`s promotion, rear up, rise, scale up, soar, steepen, step up, sublime, swell, tower, upheave, upsurge |
|
yükselmeye başlamakyükselmeye başlamak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
firm |
|
yükselmeye eğilimliyükselmeye eğilimli Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
bullish |
|
yükselteçyükselteç Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
amp |
|
yükseltenyükselten Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
step up |
|
yükselterek eşitlemekyükselterek eşitlemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
level up |
|
yükseltgenyükseltgen Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
oxidizer |
|
yükseltgenmeyükseltgenme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
oxidation |
|
yükseltiyükselti Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
altitude, elevation, ridge, rise |
|
yükselticiyükseltici Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
amplifier, booster |
|
yükselticiyükseltici Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
strengthening |
|
yükseltici transformatöryükseltici transformatör Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
step up transformer |
|
yükseltilmiş zeminyükseltilmiş zemin Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
estrade |
|
yükseltmeyükseltme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
aggrandizement, boost, elevation, exaltation, lift, promotion, strengthening, superelevation, swelling |
|
yükseltmekyükseltmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
to raise, elevate, increase the height of (something), make (something) higher; to raise, increase; to turn up, increase (the sound of) (a radio, television, etc.); to amplify; to exalt the dignity, worth, or ability of; to promote, raise (someone) to (a higher rank); to raise (a number) to (a higher power) |
|
yükseltmemekyükseltmemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
(negative form of yükseltmek) send up, advance, boost, bump up, drive up, elevate, enhance, ennoble, escalate, exalt, get up, heighten, hike up, increase, jack, jack up, lift, lift up, louden, mark up, promote, raise, rear, rise, run up, scale up, set up, step up, strengthen |
|
yüksükyüksük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
collet, ferrule, thimble |
|
yüksük dolusuyüksük dolusu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
thimbleful |
|
yüksükotuyüksükotu Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
digitalis, foxglove |
|
yüksükotundan yapılan kalp ilacıyüksükotundan yapılan kalp ilacı Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
digitalis |
|
yüksünmekyüksünmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
to regard (someone, something) as a burden; to find (someone, something) burdensome or hard to bear |
|
yüksüzyüksüz Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
unladen |
|
yüksüz işlemeyüksüz işleme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
no load |
|
yükte daha ağır çekmekyükte daha ağır çekmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
outbalance |
|
yükte hafifyükte hafif Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
lightweight |
|
yükten kurtarmakyükten kurtarmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
disencumber, unburden |
|
yükümyüküm Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
obligation, liability |
|
yükümlenmekyükümlenmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
to bind oneself to (do something); to undertake to (do something); to act as a guarantor for; to go bond for |
|
yükümlüyükümlü Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
obliged to, obligated to, bound to (do something); person who is obliged to do something |
|
yükümlü olmayanyükümlü olmayan Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
unamenable |
|
yükümlülüğü üzerine almakyükümlülüğü üzerine almak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
take charge of |
|
yükümlülüğü yerine getirmemeyükümlülüğü yerine getirmeme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
nonfeasance |
|
yükümlülüğünü yerine getirmemeyükümlülüğünü yerine getirmeme Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
default |
|
yükümlülüğünü yerine getirmemekyükümlülüğünü yerine getirmemek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
default |
|
yükümlülükyükümlülük Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
charge, compulsion, duty, encumbrance, engagement, function, impost, incumbency, liability, obligation, onus, ought, responsibility |
|
yükünden kurtulmakyükünden kurtulmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
disburden |
|
yükünü atmakyükünü atmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
discharge oneself |
|
yükünü hafifletmekyükünü hafifletmek Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
disburden |
|
yükünü tutmakyükünü tutmak Kelimesini Aratmak için Tıklayın |
make a pile, make one`s pile |
|