 aksla kurulan saatClick to Search aksla kurulan saat |
| stemwinder |
|
anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincirClick to Search anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir |
| chatelaine, hook-like device to which keys and other items are attached |
|
bir saat içindeClick to Search bir saat içinde |
| in an hour |
|
çalar saatClick to Search çalar saat |
| striking clock, alarm clock |
|
çalar saatClick to Search çalar saat |
| striking clock; chiming clock; alarm clock |
|
çalar saat çekiciClick to Search çalar saat çekici |
| striker |
|
dızlama ile çalan saatClick to Search dızlama ile çalan saat |
| buzzer |
|
ezani saatClick to Search ezani saat |
| the hour as reckoned from sunset |
|
guguklu saatClick to Search guguklu saat |
| cuckoo clock |
|
her saatClick to Search her saat |
| at all hours |
|
kapaklı saatClick to Search kapaklı saat |
| hunter |
|
katoliklerin saat üç ayiniClick to Search katoliklerin saat üç ayini |
| nones |
|
kilovat saatClick to Search kilovat saat |
| kilowatt hour |
|
oniki saat içindeClick to Search oniki saat içinde |
| in twelve hours |
|
saatClick to Search saat |
| hour; time; time of day; clock; watch; timepiece; (electricity, gas, or water) meter; taximeter; speedometer; an hour´s walk; the distance that can be traveled in an hour |
|
saat akrebiClick to Search saat akrebi |
| hour hand |
|
saat akrebi yönüClick to Search saat akrebi yönü |
| counter clockwise |
|
saat ayarıClick to Search saat ayarı |
| time signal (used to regulate timepieces) |
|
saat başıClick to Search saat başı |
| on the hour; constantly, every whipstitch |
|
saat başıClick to Search saat başı |
| hourly |
|
saat başınaClick to Search saat başına |
| per hour |
|
saat be saatClick to Search saat be saat |
| from hour to hour, hourly, with every passing hour |
|
saat camıClick to Search saat camı |
| crystal |
|
saat cebiClick to Search saat cebi |
| watch pocket, fob |
|
saat çemberiClick to Search saat çemberi |
| (Astrology term) hour circle |
|
saat farkından dolayı rahatsızlıkClick to Search saat farkından dolayı rahatsızlık |
| jet lag, jet syndrome, jet fatigue |
|
saat gibiClick to Search saat gibi |
| like clock |
|
saat gibiClick to Search saat gibi |
| like a clock, like clockwork, in a very smooth and orderly way |
|
saat hakemiClick to Search saat hakemi |
| timekeeper, timer |
|
saat ikideClick to Search saat ikide |
| at two o`clock |
|
saat kadranıClick to Search saat kadranı |
| clock face |
|
saat kayışıClick to Search saat kayışı |
| watch strap |
|
saat kösteğiClick to Search saat kösteği |
| watch chain |
|
saat kulesiClick to Search saat kulesi |
| clock tower |
|
saat kurgusuClick to Search saat kurgusu |
| winder |
|
saat maşasıClick to Search saat maşası |
| escapement |
|
saat mekanizmasıClick to Search saat mekanizması |
| clockwork |
|
saat onClick to Search saat on |
| it`s ten o`clock |
|
saat on bir buçuğu çalmakClick to Search saat on bir buçuğu çalmak |
| to be nearing the end of one´s life, for time to run out on one |
|
saat on birdeClick to Search saat on birde |
| at eleven o`clock |
|
saat rakkasıClick to Search saat rakkası |
| regulator |
|
saat servisiClick to Search saat servisi |
| speaking clock (telefon) |
|
saat sesiClick to Search saat sesi |
| tick tack, tick |
|
saat sinyaliClick to Search saat sinyali |
| time signal |
|
saat tam onikideClick to Search saat tam onikide |
| on the stroke of twelve |
|
saat tamirciliğiClick to Search saat tamirciliği |
| watchmaking |
|
saat tamircisiClick to Search saat tamircisi |
| watchmaker |
|
saat taşıClick to Search saat taşı |
| jewel, ruby |
|
saat tutmaClick to Search saat tutma |
| timing |
|
saat tutmakClick to Search saat tutmak |
| time, clock, minute |
|
saat tutmakClick to Search saat tutmak |
| to time something or someone |
|
saat ücretiClick to Search saat ücreti |
| wages per hour |
|
saat ücreti ile ödemeClick to Search saat ücreti ile ödeme |
| portal to portal pay |
|
saat vurmakClick to Search saat vurmak |
| for a clock to strike the hour |
|
saat vuruşuClick to Search saat vuruşu |
| stroke |
|
saat yönündeClick to Search saat yönünde |
| clockwise |
|
saat zinciriClick to Search saat zinciri |
| albert chain, Albert, watch chain, guard chain |
|
saatçiClick to Search saatçi |
| watchmaker |
|
saatçilikClick to Search saatçilik |
| watchmaking |
|
saate göreClick to Search saate göre |
| o`clock |
|
saati ayarlamakClick to Search saati ayarlamak |
| to set a watch or clock in accordance with the correct time; to adjust a watch or clock (so that it doesn´t go too fast or too slow) |
|
saati geriye almakClick to Search saati geriye almak |
| put the clock back |
|
saati kurmakClick to Search saati kurmak |
| to wind a clock or watch |
|
saati saatineClick to Search saati saatine |
| on time, punctually |
|
saati saatine uymamakClick to Search saati saatine uymamak |
| (for someone) to be very capricious, be very unpredictable |
|
saati saatine uymamakClick to Search saati saatine uymamak |
| chop about and change |
|
saati saatine uymayanClick to Search saati saatine uymayan |
| temperamental |
|
saati saatine uymazClick to Search saati saatine uymaz |
| inconsistent |
|
saati sormakClick to Search saati sormak |
| ask the time |
|
saati söylemekClick to Search saati söylemek |
| tell the time |
|
saatin aksi yönündeClick to Search saatin aksi yönünde |
| anticlockwise |
|
saatin çalmasıClick to Search saatin çalması |
| toll |
|
saatin tersi yöndeClick to Search saatin tersi yönde |
| counter clockwise |
|
saatle çalışmaClick to Search saatle çalışma |
| timework |
|
saatlerceClick to Search saatlerce |
| for hours on end |
|
saatliClick to Search saatli |
| fitted with a timer or clock |
|
saatli bombaClick to Search saatli bomba |
| time bomb |
|
saatli radyoClick to Search saatli radyo |
| clock radio |
|
saatli takvimClick to Search saatli takvim |
| calendar which shows the times for the namaz |
|
saatlikClick to Search saatlik |
| (something) which lasts for (so many) hours |
|
saatte birClick to Search saatte bir |
| hourly |
|
saatte yüz mil hız yapmaClick to Search saatte yüz mil hız yapma |
| ton up (motosiklet) |
|
saatte yüz mil hızla giden motosikletlilerClick to Search saatte yüz mil hızla giden motosikletliler |
| ton up boys |
|
saatte yüz mil yapmakClick to Search saatte yüz mil yapmak |
| do the ton |
|
sandıklı saatClick to Search sandıklı saat |
| grandfather clock |
|
son giriş saat 17 00Click to Search son giriş saat 17 00 |
| Latest entry at 5 p.m |
|
sonraki tur saatClick to Search sonraki tur saat |
| Next tour at |
|
yarım saatClick to Search yarım saat |
| half an hour |
|
yirmi dört saatClick to Search yirmi dört saat |
| twenty four hours |
|
yirmi dört saat içindeClick to Search yirmi dört saat içinde |
| in twenty four hours |
|
yoğun saatClick to Search yoğun saat |
| rush hour |
|