açık havaClick to Search açık hava |
outdoors, the open |
|
açık hava banyosuClick to Search açık hava banyosu |
air bath |
|
açık hava çekimiClick to Search açık hava çekimi |
outdoor shot |
|
açık hava gösterisiClick to Search açık hava gösterisi |
outdoor performance |
|
açık hava sporlarıClick to Search açık hava sporları |
field sports |
|
açık hava sporları sezonuClick to Search açık hava sporları sezonu |
outdoor season |
|
açık hava tiyatrosunda sergilenen oyunClick to Search açık hava tiyatrosunda sergilenen oyun |
outdoor performance |
|
ağır havaClick to Search ağır hava |
fug |
|
aşağıya doğru hava akımıClick to Search aşağıya doğru hava akımı |
downdraught |
|
balinanın hava deliğiClick to Search balinanın hava deliği |
blowhole |
|
basık havaClick to Search basık hava |
frowst |
|
basınçlı hava borusuClick to Search basınçlı hava borusu |
pneumatic tube |
|
boğucu havaClick to Search boğucu hava |
chokedamp, choky air |
|
ciğerlerde hava kalmasıClick to Search ciğerlerde hava kalması |
emphysema |
|
ciğerlerine hava gitmemekClick to Search ciğerlerine hava gitmemek |
collapse |
|
çepel havaClick to Search çepel hava |
nasty weather, stormy weather |
|
deniz hava raporuClick to Search deniz hava raporu |
shipping forecast |
|
devamlı açık havaClick to Search devamlı açık hava |
set fair |
|
esrarlı havaClick to Search esrarlı hava |
mystique |
|
fırın hava geçidiClick to Search fırın hava geçidi |
air bridge |
|
gizemli bir hava vermeClick to Search gizemli bir hava verme |
mystification |
|
gizemli bir hava vermekClick to Search gizemli bir hava vermek |
mystify |
|
güzel havaClick to Search güzel hava |
fine weather |
|
havaClick to Search hava |
aero |
|
havaClick to Search hava |
air, airs, shades, sky, weather, climate, wind, ambiance, ambience, aroma, atmosphere, aura, flavor, flavour (In British), mood, ostentation, showing off, side, splash, splurge, strain, swank, vanity |
|
havaClick to Search hava |
air, aerial, atmospheric |
|
hava akımıClick to Search hava akımı |
current of air, draught, draft |
|
hava akımlıClick to Search hava akımlı |
drafty |
|
hava akrobasisiClick to Search hava akrobasisi |
aerobatics |
|
hava akrobasisi ile ilgiliClick to Search hava akrobasisi ile ilgili |
aerobatic |
|
hava alamamakClick to Search hava alamamak |
suffocate |
|
hava alarmıClick to Search hava alarmı |
air alert |
|
hava almaClick to Search hava alma |
airing |
|
hava almakClick to Search hava almak |
take an airing, air oneself, take a walk |
|
hava almaya çıkmakClick to Search hava almaya çıkmak |
take an airing, take a walk, go for a blow, air oneself, vent |
|
hava atanClick to Search hava atan |
swaggering |
|
hava atışıClick to Search hava atışı |
drop ball |
|
hava atmaClick to Search hava atma |
flatulence |
|
hava atmakClick to Search hava atmak |
put on an act, show off, make a show of, crow, cut a dash, make a great display, flaunt, prank, put on side, splurge, swagger, swank |
|
hava atmak için avlanan avcıClick to Search hava atmak için avlanan avcı |
pothunter |
|
hava atmak için dolaşmakClick to Search hava atmak için dolaşmak |
parade |
|
hava atmayı sevmekClick to Search hava atmayı sevmek |
be fond of show |
|
hava avcı eriClick to Search hava avcı eri |
airgunner |
|
hava bacasıClick to Search hava bacası |
upcast shaft, airshaft, shaft, airway, upcast, uptake |
|
hava baraj ateşiClick to Search hava baraj ateşi |
aerial barrage |
|
hava basılmışClick to Search hava basılmış |
pneumatic |
|
hava basılmış lastikClick to Search hava basılmış lastik |
pneumatic |
|
hava basınçlıClick to Search hava basınçlı |
pneumatic |
|
hava basınçlı aletClick to Search hava basınçlı alet |
pneumatic |
|
hava basınçlı kargo hattıClick to Search hava basınçlı kargo hattı |
pneumatic tube |
|
hava basınçlı kargo taşımaClick to Search hava basınçlı kargo taşıma |
pneumatic dispatch |
|
hava baskınıClick to Search hava baskını |
blitz |
|
hava basmakClick to Search hava basmak |
pump, pump up, inflate |
|
hava bilimiClick to Search hava bilimi |
aerology |
|
hava binbaşıClick to Search hava binbaşı |
squadron-leader |
|
hava borusuClick to Search hava borusu |
schnorkel |
|
hava boşluğuClick to Search hava boşluğu |
air pocket, pocket, turbulence |
|
hava boşlukluClick to Search hava boşluklu |
pneumatic |
|
hava civaClick to Search hava civa |
gas |
|
hava çarpışmasıClick to Search hava çarpışması |
air warfare |
|
hava deflektörüClick to Search hava deflektörü |
spoiler |
|
hava değişikliğini sezme yeteneğiClick to Search hava değişikliğini sezme yeteneği |
weather eye |
|
hava değişiklikleriClick to Search hava değişiklikleri |
hazards |
|
hava değişimiClick to Search hava değişimi |
change of air, a change of air, change in the weather |
|
hava değiştiriciClick to Search hava değiştirici |
air exhauster |
|
hava deliğiClick to Search hava deliği |
vent hole, vent, blowhole, air passage |
|
hava deliğiClick to Search hava deliği |
spiracle (balina vb.) |
|
hava durumuClick to Search hava durumu |
weather forecast, weather condition, weather |
|
hava durumu haritasıClick to Search hava durumu haritası |
weather chart |
|
hava durumu spikeriClick to Search hava durumu spikeri |
weatherman |
|
hava düzeleceğe benziyorClick to Search hava düzeleceğe benziyor |
the weather promises fine |
|
hava emmeClick to Search hava emme |
air intake |
|
hava filosuClick to Search hava filosu |
wing |
|
hava fotoğrafıClick to Search hava fotoğrafı |
air photo, air photograph |
|
hava geçidiClick to Search hava geçidi |
air passage, airlane |
|
hava geçirmezClick to Search hava geçirmez |
airtight, airproof, hermetic, weathertight |
|
hava girdabıClick to Search hava girdabı |
air eddy |
|
hava girişiClick to Search hava girişi |
air intake |
|
hava gömleğiClick to Search hava gömleği |
air jacket |
|
hava gözlem servisiClick to Search hava gözlem servisi |
aeronautical weather service |
|
hava haritacılığıClick to Search hava haritacılığı |
aerial survey |
|
hava haznesiClick to Search hava haznesi |
air chamber |
|
hava hızıClick to Search hava hızı |
airspeed |
|
hava hücresiClick to Search hava hücresi |
air chamber |
|
hava hücumuClick to Search hava hücumu |
air raid, prang |
|
hava ile ısıtmaClick to Search hava ile ısıtma |
air heating |
|
hava ile ilgiliClick to Search hava ile ilgili |
pneumatic |
|
hava ile ilgili olarakClick to Search hava ile ilgili olarak |
atmospherically |
|
hava ile soğutulmuşClick to Search hava ile soğutulmuş |
air cooled |
|
hava indirmeClick to Search hava indirme |
airborne |
|
hava indirme birliğiClick to Search hava indirme birliği |
parachute troops, paratroops |
|
hava indirme birlikleriClick to Search hava indirme birlikleri |
airborne troops |
|
hava kabarcığıClick to Search hava kabarcığı |
bubble, air bubble, bead |
|
hava kaçırmaClick to Search hava kaçırma |
blow out |
|
hava kaçırmazClick to Search hava kaçırmaz |
weathertight |
|
hava kanunları bilimiClick to Search hava kanunları bilimi |
aerostatics |
|
hava kapağıClick to Search hava kapağı |
air flap |
|
hava kararırkenClick to Search hava kararırken |
at dark |
|
hava kararıyorClick to Search hava kararıyor |
it is getting dark |
|
hava keseli suyosunuClick to Search hava keseli suyosunu |
bladder wrack |
|
hava kesesiClick to Search hava kesesi |
airbladder, swimming bladder |
|
hava kilidiClick to Search hava kilidi |
airlock |
|
hava kirliliğiClick to Search hava kirliliği |
air pollution |
|
hava koridoruClick to Search hava koridoru |
air corridor |
|
hava korsanıClick to Search hava korsanı |
air pirate, skyjacker, hijacker |
|
hava korsanlığıClick to Search hava korsanlığı |
air piracy, skyjacking, skyjack |
|
hava korumasıClick to Search hava koruması |
air cover |
|
hava köprüsüClick to Search hava köprüsü |
airlift, air bridge |
|
hava kuvvetleriClick to Search hava kuvvetleri |
airforce, air corps, air arm |
|
hava kuvvetleri albayıClick to Search hava kuvvetleri albayı |
group captain (ıng.) |
|
hava kuyusuClick to Search hava kuyusu |
downcast |
|
hava mareşaliClick to Search hava mareşali |
air marshal |
|
hava memesiClick to Search hava memesi |
air jet |
|
hava miliClick to Search hava mili |
air mile |
|
hava olayları ile ilgiliClick to Search hava olayları ile ilgili |
meteoric |
|
hava otobüsüClick to Search hava otobüsü |
Airbus, skycoach |
|
hava ölçüm cihazıClick to Search hava ölçüm cihazı |
aerometer |
|
hava parasıClick to Search hava parası |
goodwill, ingoing, key money |
|
hava perisiClick to Search hava perisi |
sylph |
|
hava radyo farıClick to Search hava radyo farı |
air beacon |
|
hava sahasıClick to Search hava sahası |
airspace, sky |
|
hava saldırısıClick to Search hava saldırısı |
air raid, aerial attack, blitz, strike |
|
hava saldırısı önlemleriClick to Search hava saldırısı önlemleri |
air-raid precautions |
|
hava saldırısı önlemleri amiriClick to Search hava saldırısı önlemleri amiri |
air raid warden |
|
hava saldırısı pilotuClick to Search hava saldırısı pilotu |
air raider |
|
hava saldırısı uyarısıClick to Search hava saldırısı uyarısı |
air raid warning |
|
hava saldırısıyla yıkmakClick to Search hava saldırısıyla yıkmak |
blitz |
|
hava savaşıClick to Search hava savaşı |
aerial combat, dogfight |
|
hava savunmasıClick to Search hava savunması |
air defense |
|
hava sızdırmazClick to Search hava sızdırmaz |
airtight, airproof |
|
hava sızdırmaz yapmakClick to Search hava sızdırmaz yapmak |
air seal |
|
hava soğutmalıClick to Search hava soğutmalı |
air cooled |
|
hava şartları bilgisiClick to Search hava şartları bilgisi |
meteorology |
|
hava taarruzu alarmıClick to Search hava taarruzu alarmı |
air raid warning |
|
hava tabancasıClick to Search hava tabancası |
airgun, blowgun |
|
hava tahmin merkeziClick to Search hava tahmin merkezi |
weather station |
|
hava tahminiClick to Search hava tahmini |
weather forecast |
|
hava tedavisiClick to Search hava tedavisi |
aerotherapeutics |
|
hava tehlike alarmıClick to Search hava tehlike alarmı |
air warning |
|
hava trafiğiClick to Search hava trafiği |
air traffic |
|
hava trafik kontrolüClick to Search hava trafik kontrolü |
air traffic control |
|
hava tüfeğiClick to Search hava tüfeği |
air rifle, airgun |
|
hava üssüClick to Search hava üssü |
airbase |
|
hava üsteğmeniClick to Search hava üsteğmeni |
flying officer |
|
hava ve gazlar mekaniği bilimiClick to Search hava ve gazlar mekaniği bilimi |
pneumatics |
|
hava ve su geçirmezClick to Search hava ve su geçirmez |
stanch, staunch |
|
hava vermekClick to Search hava vermek |
aerate, fan, tone, give tone to |
|
hava yastığıClick to Search hava yastığı |
airbag, aircushion, airbed |
|
hava yastıklı araçClick to Search hava yastıklı araç |
cushioncraft |
|
hava yüzbaşısıClick to Search hava yüzbaşısı |
flight lieutenant |
|
havaalanıClick to Search havaalanı |
airport, drome, airfield, aerodrome, airdrome |
|
havaalanı görevlisiClick to Search havaalanı görevlisi |
ground crew |
|
havaalanı ışıklı pistiClick to Search havaalanı ışıklı pisti |
flare path |
|
havabilgisiClick to Search havabilgisi |
meteorology |
|
havacıClick to Search havacı |
aircraftman, airman, flier, aviator |
|
havacı kadınClick to Search havacı kadın |
airwoman |
|
havacılığa meraklıClick to Search havacılığa meraklı |
air minded |
|
havacılıkClick to Search havacılık |
aviation, aeronautics, aeros, airmanship, aerial navigation, flying, aero |
|
havacılıkClick to Search havacılık |
aeronautic, aeronautical |
|
havacılık elektroniğiClick to Search havacılık elektroniği |
avionics |
|
havacılık ile ilgiliClick to Search havacılık ile ilgili |
aeronautic, aeronautical |
|
havacılık sanayiClick to Search havacılık sanayi |
aviation industry |
|
havacılıkla ilgiliClick to Search havacılıkla ilgili |
aero |
|
havacıvaClick to Search havacıva |
alkanet; (Colloquialism) useless, trivial; (Colloquialism) nonsense, stuff and nonsense, bosh |
|
havadaClick to Search havada |
in the air, aflight, afloat, aloft, overhead |
|
havadaClick to Search havada |
afloat |
|
havada asılı kalmaClick to Search havada asılı kalma |
poise |
|
havada durmakClick to Search havada durmak |
remain in the air, levitate, poise |
|
havada kalmakClick to Search havada kalmak |
ride |
|
havada kalmışClick to Search havada kalmış |
up in the air |
|
havada kapmakClick to Search havada kapmak |
leap at, seize, snap, snap up |
|
havada kurumakClick to Search havada kurumak |
air dry |
|
havada kurutmakClick to Search havada kurutmak |
air dry |
|
havada kurutulmuşClick to Search havada kurutulmuş |
air dried |
|
havada süzülmeClick to Search havada süzülme |
soaring, glide, planing |
|
havada süzülmekClick to Search havada süzülmek |
soar, sail |
|
havada takla atmakClick to Search havada takla atmak |
roll |
|
havadakiClick to Search havadaki |
mid air |
|
havadan ağır uçakClick to Search havadan ağır uçak |
aerodyne |
|
havadan anlarClick to Search havadan anlar |
weather wise |
|
havadan atmakClick to Search havadan atmak |
airdrop |
|
havadan atmakClick to Search havadan atmak |
balloon (top) |
|
havadan gelen şeyClick to Search havadan gelen şey |
money for jam |
|
havadan görünüşClick to Search havadan görünüş |
aerial view |
|
havadan hafifClick to Search havadan hafif |
lighter-than-air |
|
havadan havayaClick to Search havadan havaya |
air-to-air |
|
havadan nakledilenClick to Search havadan nakledilen |
airborne |
|
havadan sudan konuşmaClick to Search havadan sudan konuşma |
small talk |
|
havadan sudan konuşmaClick to Search havadan sudan konuşma |
sweet nothings (sevgililer) |
|
havadan sudan konuşmakClick to Search havadan sudan konuşmak |
chitchat |
|
havadan yardımClick to Search havadan yardım |
airdrop |
|
havadan yereClick to Search havadan yere |
air-to-ground |
|
havadarClick to Search havadar |
airy, spacious |
|
havadarlıkClick to Search havadarlık |
airiness, spaciousness |
|
havadeğişimiClick to Search havadeğişimi |
change of climate (necessitated by ill health) |
|
havadisClick to Search havadis |
news, tidings |
|
havagazıClick to Search havagazı |
gas, town gas, lighting gas, coal gas |
|
havagazı armatürleriClick to Search havagazı armatürleri |
gas fittings |
|
havagazı çakmağıClick to Search havagazı çakmağı |
gaslighter |
|
havagazı fabrikasıClick to Search havagazı fabrikası |
gasworks |
|
havagazı fırınıClick to Search havagazı fırını |
gas oven, gas range |
|
havagazı ışığıClick to Search havagazı ışığı |
gaslight |
|
havagazı kömürüClick to Search havagazı kömürü |
gas coal |
|
havagazı kömürü atığıClick to Search havagazı kömürü atığı |
gas coke |
|
havagazı memuruClick to Search havagazı memuru |
gasman |
|
havagazı ocağıClick to Search havagazı ocağı |
gas cooker, gas range |
|
havagazı saatiClick to Search havagazı saati |
gas meter |
|
havagazı tesisatçısıClick to Search havagazı tesisatçısı |
gas fitter, gasman |
|
havagazı tesisatıClick to Search havagazı tesisatı |
gas fitting |
|
havaiClick to Search havai |
aerial, overhead, volatile |
|
havai demiryoluClick to Search havai demiryolu |
overhead railway |
|
havai fişekClick to Search havai fişek |
firework, skyrocket, rocket, sparkler, Roman candle |
|
havai fişek gösterisiClick to Search havai fişek gösterisi |
fireworks |
|
havai fişek roketiClick to Search havai fişek roketi |
shell |
|
havai fişekçiClick to Search havai fişekçi |
pyrotechnist |
|
havai fişekçilikClick to Search havai fişekçilik |
pyrotechnics |
|
havai hatClick to Search havai hat |
suspension railway |
|
havai kabloClick to Search havai kablo |
aerial cable, aerial wire, overhead cable |
|
havai kitarasıClick to Search havai kitarası |
ukulele |
|
havai tipClick to Search havai tip |
trifler |
|
HavaiceClick to Search Havaice |
Hawaiian, the Hawaiian language; (speaking, writing) in Hawaiian, Hawaiian; Hawaiian (speech, writing); spoken in Hawaiian; written in Hawaiian |
|
HavailiClick to Search Havaili |
(a) Hawaiian; Hawaiian (person) |
|
havailikClick to Search havailik |
frivolity, flippancy, volatility, airiness |
|
havaiyatClick to Search havaiyat |
trifles; nonsense |
|
havaküreClick to Search havaküre |
atmosphere; an atmosphere (unit of pressure) |
|
havalanabilirClick to Search havalanabilir |
airworthy |
|
havalanamayanClick to Search havalanamayan |
grounded |
|
havalandırıcıClick to Search havalandırıcı |
aerator |
|
havalandırılmamışClick to Search havalandırılmamış |
unaired |
|
havalandırmaClick to Search havalandırma |
aeration, ventilation, airing, air conditioning, fanner, blower |
|
havalandırmaClick to Search havalandırma |
ventilating |
|
havalandırma bacasıClick to Search havalandırma bacası |
downcast |
|
havalandırma deliğiClick to Search havalandırma deliği |
vent hole, funnel, bleeder |
|
havalandırma kanalıClick to Search havalandırma kanalı |
air duct |
|
havalandırma penceresiClick to Search havalandırma penceresi |
ventipane |
|
havalandırma tesisatıClick to Search havalandırma tesisatı |
air conditioner |
|
havalandırmakClick to Search havalandırmak |
aerate, ventilate, air-condition, give smth. an airing, air, fan, vent, de aerate, weather |
|
havalandırmakClick to Search havalandırmak |
chip (top) |
|
havalandırmalıClick to Search havalandırmalı |
air conditioned |
|
havalandırmamakClick to Search havalandırmamak |
(negative form of havalandırmak) aerate, ventilate, air-condition, give smth. an airing, air, fan, vent, de aerate, weather |
|
havalanmaClick to Search havalanma |
blastoff (roket) |
|
havalanmakClick to Search havalanmak |
take off, rise, lift, fly |
|
havalanmakClick to Search havalanmak |
blast off (roket) |
|
havalanmak (roket)Click to Search havalanmak (roket) |
blast off |
|
havalanmamakClick to Search havalanmamak |
(negative form of havalanmak) take off, rise, lift, fly |
|
havalara girmeClick to Search havalara girme |
assumption |
|
havalara girmekClick to Search havalara girmek |
attitudinize |
|
havalara uçmakClick to Search havalara uçmak |
crow |
|
havalarda olmakClick to Search havalarda olmak |
cock up the nose |
|
havaleClick to Search havale |
transfer, endorsement, remittance, reference, money order |
|
havale emriClick to Search havale emri |
order for remittance |
|
havale etmekClick to Search havale etmek |
endorse, transfer, certify |
|
havale gönderenClick to Search havale gönderen |
remitter |
|
havale göndermekClick to Search havale göndermek |
send money order, make remittance, remit |
|
havale günüClick to Search havale günü |
transfer day |
|
havale senediClick to Search havale senedi |
assignment |
|
havale yapılan bankaClick to Search havale yapılan banka |
transfer bank |
|
havaleliClick to Search havaleli |
top heavy, unwieldy |
|
havalenameClick to Search havalename |
money order |
|
havalıClick to Search havalı |
show off |
|
havalıClick to Search havalı |
airy, showy, stylish, dashing, flash, flatulent, hot air, jaunty, la di da, la di dah, nifty, nobby, ostentatious, pneumatic, posh, rakish, swagger, swanky, swell, swish, tonish |
|
havalı amörtisörClick to Search havalı amörtisör |
aircushion |
|
havalı bir biçimdeClick to Search havalı bir biçimde |
dashingly |
|
havalı bir şekildeClick to Search havalı bir şekilde |
showily |
|
havalı çekiçClick to Search havalı çekiç |
pneumatic hammer |
|
havalı frenClick to Search havalı fren |
airbrake, pneumatic brake |
|
havalı giyinmekClick to Search havalı giyinmek |
posh oneself up |
|
havalı kıyafetClick to Search havalı kıyafet |
zoot suit |
|
havalı matkapClick to Search havalı matkap |
pneumatic drill |
|
havalı yürümekClick to Search havalı yürümek |
prance |
|
havalıkClick to Search havalık |
vent stack, soil ventilation pipe |
|
havalılıkClick to Search havalılık |
stylishness |
|
havaliClick to Search havali |
vicinity, district |
|
havalimanıClick to Search havalimanı |
airport |
|
havanClick to Search havan |
mortar (for pounding) |
|
havan tokmağıClick to Search havan tokmağı |
pestle |
|
havan topuClick to Search havan topu |
(Military term) mortar, trench mortar |
|
HavanaClick to Search Havana |
capital city and port of Cuba located on the Gulf of Mexico (also Habana) |
|
havana purosuClick to Search havana purosu |
Havana cigar, Havana |
|
havanda dövmekClick to Search havanda dövmek |
pestle, pound |
|
havanda su dövmekClick to Search havanda su dövmek |
beat the air, carry coal to newcastle |
|
havanda su dövmekClick to Search havanda su dövmek |
to do something that gets one nowhere; to be engaged in useless and profitless activities |
|
havaneliClick to Search havaneli |
pestle |
|
havanın aşırı nemli oluşuClick to Search havanın aşırı nemli oluşu |
stickiness |
|
havanın yükselmesiClick to Search havanın yükselmesi |
updraft, updraught |
|
havantopuClick to Search havantopu |
howitzer |
|
havaölçerClick to Search havaölçer |
barometer; aerometer |
|
havariClick to Search havari |
disciple, apostle; assistant |
|
havariler ile ilgiliClick to Search havariler ile ilgili |
apostolic, apostolical |
|
Havariler tarihiClick to Search Havariler tarihi |
acts of the apostles, Acts |
|
havarilikClick to Search havarilik |
apostolate, discipleship |
|
havarilik göreviClick to Search havarilik görevi |
apostolate |
|
havası inmişClick to Search havası inmiş |
flat |
|
havasına girmekClick to Search havasına girmek |
dramatize oneself, show off |
|
havasında olmakClick to Search havasında olmak |
be in the mood to, be up for, be at one`s best, be in one`s element, have an air of |
|
havasını almaClick to Search havasını alma |
bleeding |
|
havasını boşaltmakClick to Search havasını boşaltmak |
deflate |
|
havasını bozmakClick to Search havasını bozmak |
blow the gaff |
|
havasını bozmakClick to Search havasını bozmak |
lower the tone of (tartışma vb.) |
|
havasını değiştirmekClick to Search havasını değiştirmek |
de aerate |
|
havasını düzeltmekClick to Search havasını düzeltmek |
raise the tone of (konuşma vb.) |
|
havasını söndürmeClick to Search havasını söndürme |
deflation |
|
havasını söndürmekClick to Search havasını söndürmek |
knock smb. off his perch |
|
havasızClick to Search havasız |
airless, stuffy, fuggy, unaired, frowsty |
|
havasız ortamClick to Search havasız ortam |
fug |
|
havasızlıkClick to Search havasızlık |
stuffiness, closeness |
|
havasızyaşarClick to Search havasızyaşar |
anaerobe, anaerobion, anaerobium; anaerobic (organism) |
|
havasızyaşarlıkClick to Search havasızyaşarlık |
anaerobiosis |
|
havataşıClick to Search havataşı |
aerolite, aerolith |
|
havayaClick to Search havaya |
aloft |
|
havaya alışmakClick to Search havaya alışmak |
acclimatize |
|
havaya alıştırmakClick to Search havaya alıştırmak |
acclimate |
|
havaya atılan hedefClick to Search havaya atılan hedef |
clay pigeon, skeet |
|
havaya atılan hedefleri vurmaClick to Search havaya atılan hedefleri vurma |
skeet shooting, trap shooting |
|
havaya atmaClick to Search havaya atma |
toss |
|
havaya atmakClick to Search havaya atmak |
send up, sky, toss up |
|
havaya doğruClick to Search havaya doğru |
skyward, skywards |
|
havaya doğru olanClick to Search havaya doğru olan |
skyward |
|
havaya kaldırmakClick to Search havaya kaldırmak |
hold up, upraise, put up, levitate, throw up |
|
havaya kalkıkClick to Search havaya kalkık |
retrousse |
|
havaya kalkmakClick to Search havaya kalkmak |
levitate |
|
havaya kavis yapan topClick to Search havaya kavis yapan top |
screwball |
|
havaya uçmakClick to Search havaya uçmak |
blow up, go up |
|
havaya uçurmakClick to Search havaya uçurmak |
explode, blow up, blast |
|
havaya vurulan topClick to Search havaya vurulan top |
lob (tenis) |
|
havaya yükselmeClick to Search havaya yükselme |
levitation |
|
havayı almaClick to Search havayı alma |
mare`s nest |
|
havayı çekerek yapışmakClick to Search havayı çekerek yapışmak |
adhere by suction |
|
havayı ısıtmaClick to Search havayı ısıtma |
air heating |
|
havayla çalışanClick to Search havayla çalışan |
air operated |
|
havayla gelenClick to Search havayla gelen |
airborne |
|
havayoluClick to Search havayolu |
airline, airway |
|
havayolu ileClick to Search havayolu ile |
by air |
|
havayolu şirketi şehir ofisiClick to Search havayolu şirketi şehir ofisi |
air terminal |
|
havayuvarıClick to Search havayuvarı |
atmosphere |
|
iyi havaClick to Search iyi hava |
fair weather, fine weather |
|
kalın ve hava geçirmez ceketClick to Search kalın ve hava geçirmez ceket |
donkey jacket |
|
kanadın kenarındaki hava çalkantısıClick to Search kanadın kenarındaki hava çalkantısı |
burble |
|
kapalı havaClick to Search kapalı hava |
pall |
|
kötü hava koşullarıClick to Search kötü hava koşulları |
rigors of the weather |
|
kötü hava şartlarına dayanıklıClick to Search kötü hava şartlarına dayanıklı |
weatherproof |
|
kuru havaClick to Search kuru hava |
dry air |
|
mikroplu havaClick to Search mikroplu hava |
miasma |
|
oynak havaClick to Search oynak hava |
lilt |
|
pis havaClick to Search pis hava |
miasma |
|
sevimli bir hava vermekClick to Search sevimli bir hava vermek |
pretty up |
|
sıcak havaClick to Search sıcak hava |
hot air, hot spell |
|
sıcak hava dalgasıClick to Search sıcak hava dalgası |
heat wave |
|
sıkıştırılmış havaClick to Search sıkıştırılmış hava |
compressed air |
|
soğuk hava dalgasıClick to Search soğuk hava dalgası |
cold wave |
|
soğuk hava gemisiClick to Search soğuk hava gemisi |
reefer |
|
soğuk hava kitlesiClick to Search soğuk hava kitlesi |
cold front |
|
soğuk hava mahzeniClick to Search soğuk hava mahzeni |
walk in |
|
soğuk hava vagonuClick to Search soğuk hava vagonu |
reefer |
|
su yerine hava çekmekClick to Search su yerine hava çekmek |
suck (tulumba) |
|
şiddetli hava koşullarıClick to Search şiddetli hava koşulları |
severe weather |
|
temiz havaClick to Search temiz hava |
ozone |
|
temiz hava delisiClick to Search temiz hava delisi |
fresh air friend |
|
tepkili motorun püskürttüğü havaClick to Search tepkili motorun püskürttüğü hava |
jet stream, jet wash |
|
uçakların hava hücumuna karşı dağıtıldıkları sahaClick to Search uçakların hava hücumuna karşı dağıtıldıkları saha |
dispersal area, dispersal apron |
|
yağışlı havaClick to Search yağışlı hava |
raininess |
|
yağmur yağacak gibi havaClick to Search yağmur yağacak gibi hava |
watery sky |
|
yağmurlu havaClick to Search yağmurlu hava |
wet |
|
yükselen hava akımıClick to Search yükselen hava akımı |
upcurrent |
|
yükselen sıcak hava kitlesiClick to Search yükselen sıcak hava kitlesi |
thermals |
|