aracın aynı hatta gidip gelmesiClick to Search aracın aynı hatta gidip gelmesi |
shuttle service |
|
aslının aynıClick to Search aslının aynı |
true |
|
aslının aynı nüshaClick to Search aslının aynı nüsha |
tenor |
|
aynıClick to Search aynı |
like |
|
aynıClick to Search aynı |
homo, homoeo (In British), homeo |
|
aynıClick to Search aynı |
look alike, the same, no change, like; facsimile |
|
aynıClick to Search aynı |
as much as |
|
aynıClick to Search aynı |
the same, of a piece, to a hair, all of a piece, similarly |
|
aynıClick to Search aynı |
identical, alike, identic, same, equal, like, one, self, selfsame, uniform |
|
aynı acıyı hissetmekClick to Search aynı acıyı hissetmek |
sympathize |
|
aynı ahırdan atClick to Search aynı ahırdan at |
stablemate, stable companion |
|
aynı amaçlı olanClick to Search aynı amaçlı olan |
collateral |
|
aynı andaClick to Search aynı anda |
at the same time, simultaneously, meanwhile |
|
aynı anda birkaç işlem yapabilmeClick to Search aynı anda birkaç işlem yapabilme |
time sharing |
|
aynı anda her yerde bulunmaClick to Search aynı anda her yerde bulunma |
ubiquity |
|
aynı anda iki zıt şeye inanmaClick to Search aynı anda iki zıt şeye inanma |
double think |
|
aynı anda olmaClick to Search aynı anda olma |
concurrent |
|
aynı anda olmakClick to Search aynı anda olmak |
synchronize, concur |
|
aynı anda yapmakClick to Search aynı anda yapmak |
accompany |
|
aynı anı daha önce de yaşadığını hissetmeClick to Search aynı anı daha önce de yaşadığını hissetme |
deja-vu |
|
aynı anlama gelmekClick to Search aynı anlama gelmek |
be synonym for |
|
aynı anlamlıClick to Search aynı anlamlı |
synonymous |
|
aynı bakış açılı incil yazarlarıClick to Search aynı bakış açılı incil yazarları |
synoptist |
|
aynı basımClick to Search aynı basım |
facsimile |
|
aynı değerdeClick to Search aynı değerde |
on a par with |
|
aynı derecedeClick to Search aynı derecede |
equally |
|
aynı durumdaClick to Search aynı durumda |
in the same boat |
|
aynı duyguları paylaşanClick to Search aynı duyguları paylaşan |
sympathetic |
|
aynı düşüncede olmaClick to Search aynı düşüncede olma |
communion |
|
aynı düşüncede olmakClick to Search aynı düşüncede olmak |
be on the same wave |
|
aynı düzeydeClick to Search aynı düzeyde |
on the same plane as |
|
aynı düzeyde olmakClick to Search aynı düzeyde olmak |
take rank with |
|
aynı evi paylaşmakClick to Search aynı evi paylaşmak |
room together |
|
aynı familyadan olanClick to Search aynı familyadan olan |
congenerous |
|
aynı fikirdeClick to Search aynı fikirde |
unanimous |
|
aynı fikirde olanClick to Search aynı fikirde olan |
agreed |
|
aynı fikirde olmaClick to Search aynı fikirde olma |
agreement |
|
aynı fikirde olmakClick to Search aynı fikirde olmak |
agree, agree with, see eye to eye with, subscribe to, be in agreement with |
|
aynı fikirde olmamakClick to Search aynı fikirde olmamak |
disagree, not to hold with |
|
aynı filme yanlışlıkla üst üste çekilen pozClick to Search aynı filme yanlışlıkla üst üste çekilen poz |
double exposure |
|
aynı frekanslıClick to Search aynı frekanslı |
synchronous |
|
aynı gemide hizmet edenClick to Search aynı gemide hizmet eden |
shipmate |
|
aynı görevdeki memurClick to Search aynı görevdeki memur |
vis-a-vis |
|
aynı görüşteClick to Search aynı görüşte |
like minded |
|
aynı görüşte olmakClick to Search aynı görüşte olmak |
see eye to eye with smb |
|
aynı hareketi yapmakClick to Search aynı hareketi yapmak |
follow suit |
|
aynı hareketli kaslarClick to Search aynı hareketli kaslar |
congenerous muscles |
|
aynı hatta gidip gelen otobüsClick to Search aynı hatta gidip gelen otobüs |
shuttle bus |
|
aynı hatta gidip gelen trenClick to Search aynı hatta gidip gelen tren |
shuttle train |
|
aynı hızlaClick to Search aynı hızla |
pari passu |
|
aynı hikayeClick to Search aynı hikaye |
the same old story |
|
aynı hissedenClick to Search aynı hisseden |
sympathetic |
|
aynı hizadaClick to Search aynı hizada |
abreast, on a level with, in alignment with |
|
aynı holdinge bağlı şirketClick to Search aynı holdinge bağlı şirket |
daughter company |
|
aynı kafada olmakClick to Search aynı kafada olmak |
be on the wavelength |
|
aynı kağıttan oynamakClick to Search aynı kağıttan oynamak |
return |
|
aynı kalitede olmayanClick to Search aynı kalitede olmayan |
spotty |
|
aynı kalmakClick to Search aynı kalmak |
hold one`s own |
|
aynı kalmışClick to Search aynı kalmış |
unvaried |
|
aynı kategoriye almakClick to Search aynı kategoriye almak |
bracket together, bracket |
|
aynı kız oğlanla çıkmakClick to Search aynı kız oğlanla çıkmak |
go steady |
|
aynı kişiClick to Search aynı kişi |
the same |
|
aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfaClick to Search aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa |
spread, story or advertisement that covers two pages |
|
aynı kökenden türemiş dilClick to Search aynı kökenden türemiş dil |
daughter language |
|
aynı kökten gelenClick to Search aynı kökten gelen |
paronymous |
|
aynı kökten gelen sözcükClick to Search aynı kökten gelen sözcük |
paronym |
|
aynı kökten türemişClick to Search aynı kökten türemiş |
conjugate |
|
aynı kökten türemiş sözcükClick to Search aynı kökten türemiş sözcük |
conjugate |
|
aynı kuluçkadan çıkan yavruların tümüClick to Search aynı kuluçkadan çıkan yavruların tümü |
covey |
|
aynı kurumda çalışan kimseClick to Search aynı kurumda çalışan kimse |
confrere |
|
aynı merkezli olarakClick to Search aynı merkezli olarak |
concentrically |
|
aynı odayı paylaşmakClick to Search aynı odayı paylaşmak |
chum up with |
|
aynı olmaClick to Search aynı olma |
oneness |
|
aynı ölçekle ölçülebilenClick to Search aynı ölçekle ölçülebilen |
commensurable |
|
aynı ölçüdeClick to Search aynı ölçüde |
equal in size, of equal size |
|
aynı partiden seçime katılan adayClick to Search aynı partiden seçime katılan aday |
running mate |
|
aynı perdedenClick to Search aynı perdeden |
homophonic, unisonous |
|
aynı perdeliClick to Search aynı perdeli |
unison |
|
aynı renkten oynamakClick to Search aynı renkten oynamak |
follow suit |
|
aynı satırdan başlamakClick to Search aynı satırdan başlamak |
run on |
|
aynı satırdan başlayanClick to Search aynı satırdan başlayan |
run on |
|
aynı saymakClick to Search aynı saymak |
identify |
|
aynı sesi tekrarlamakClick to Search aynı sesi tekrarlamak |
alliterate |
|
aynı sesin tekrarıClick to Search aynı sesin tekrarı |
alliteration |
|
aynı seviyedeClick to Search aynı seviyede |
in the same class with |
|
aynı seviyeye çıkarmakClick to Search aynı seviyeye çıkarmak |
level up |
|
aynı seviyeye indirmekClick to Search aynı seviyeye indirmek |
level down |
|
aynı sofrada yemek yiyen kimseClick to Search aynı sofrada yemek yiyen kimse |
commensal |
|
aynı soydan çiftleştirmeClick to Search aynı soydan çiftleştirme |
inbreeding |
|
aynı soydan çiftleştirmekClick to Search aynı soydan çiftleştirmek |
inbreed |
|
aynı soydan gelenClick to Search aynı soydan gelen |
cognate |
|
aynı sözcük ailesinden olanClick to Search aynı sözcük ailesinden olan |
paronymous |
|
aynı şekilClick to Search aynı şekil |
kind |
|
aynı şekildeClick to Search aynı şekilde |
likewise, in the same way, the same, ditto |
|
aynı şekilde karşılıkClick to Search aynı şekilde karşılık |
pay in kind |
|
aynı şekilde karşılık verilmekClick to Search aynı şekilde karşılık verilmek |
retaliate |
|
aynı şekilde karşılık vermekClick to Search aynı şekilde karşılık vermek |
pay back in one`s own coin |
|
aynı şekilde ödemeClick to Search aynı şekilde ödeme |
Payment In Kind |
|
aynı tarafa aitClick to Search aynı tarafa ait |
ipsilateral |
|
aynı tarafta olmakClick to Search aynı tarafta olmak |
side with, side |
|
aynı tempoda ilerlemekClick to Search aynı tempoda ilerlemek |
jog on, jog |
|
aynı türClick to Search aynı tür |
all of a piece |
|
aynı türdenClick to Search aynı türden |
of that ilk |
|
aynı türden olanClick to Search aynı türden olan |
congeneric, congenerical |
|
aynı türden olmakClick to Search aynı türden olmak |
be all of a piece with |
|
aynı türden şeyClick to Search aynı türden şey |
congener |
|
aynı türün devamı olanClick to Search aynı türün devamı olan |
in and in |
|
aynı yapılı olanClick to Search aynı yapılı olan |
homogeneous |
|
aynı yapmakClick to Search aynı yapmak |
unify, uniform |
|
aynı yazarClick to Search aynı yazar |
idem |
|
aynı yazıClick to Search aynı yazı |
idem |
|
aynı yazıdaClick to Search aynı yazıda |
ibid, ibidem |
|
aynı yazılıp farklı anlama gelenClick to Search aynı yazılıp farklı anlama gelen |
homographic |
|
aynı yazılıp farklı anlama gelen sözcükClick to Search aynı yazılıp farklı anlama gelen sözcük |
homograph |
|
aynı yerdeClick to Search aynı yerde |
ibid, ibidem |
|
aynı yoldan geri dönmekClick to Search aynı yoldan geri dönmek |
backtrack |
|
aynı yöne gitmekClick to Search aynı yöne gitmek |
go smb.`s way |
|
aynı yörüngede hareket edenClick to Search aynı yörüngede hareket eden |
synchronous |
|
aynı zamandaClick to Search aynı zamanda |
at the same time, therewithal |
|
aynı zamanda olanClick to Search aynı zamanda olan |
simultaneous |
|
aynı zamanda olmaClick to Search aynı zamanda olma |
simultaneity |
|
aynı zamanda olmayanClick to Search aynı zamanda olmayan |
asynchronous |
|
aynı zamanda yaşamış olan kimseClick to Search aynı zamanda yaşamış olan kimse |
contemporary |
|
aynı zamanlıClick to Search aynı zamanlı |
synchronous |
|
aynılıkClick to Search aynılık |
sameness, identity, similar, uniformity |
|
aynını yapmakClick to Search aynını yapmak |
replicate, retaliate |
|
aynısafaClick to Search aynısafa |
see aynısefa |
|
aynısefaClick to Search aynısefa |
calendula; pot marigold, Scotch marigold |
|
aynısı olmakClick to Search aynısı olmak |
be all of a piece with |
|
aynısını basmakClick to Search aynısını basmak |
facsimile |
|
aynıylaClick to Search aynıyla |
in its current state, in the condition that it is, as it is |
|
birbirinin aynı iki şeyClick to Search birbirinin aynı iki şey |
Tweedledum and Tweedledee |
|
değeri aynı olmakClick to Search değeri aynı olmak |
be on a par with |
|
dini aynı olan kimseClick to Search dini aynı olan kimse |
coreligionist |
|
dolaşıp aynı noktaya gelen yolClick to Search dolaşıp aynı noktaya gelen yol |
circuit |
|
döndürüp dolaştırıp aynı konuya getirmekClick to Search döndürüp dolaştırıp aynı konuya getirmek |
bring round |
|
dönüp dolaşıp aynı konuya getirmekClick to Search dönüp dolaşıp aynı konuya getirmek |
work around to, work round to (söz) |
|
dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmekClick to Search dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmek |
come full circle |
|
eril ve dişil hali aynı olanClick to Search eril ve dişil hali aynı olan |
epicene (kelime) |
|
harfi harfine aynıClick to Search harfi harfine aynı |
letter-perfect |
|
hemen hemen aynıClick to Search hemen hemen aynı |
much the same, closely, much of a muchness |
|
hep aynı tür rolleri vermekClick to Search hep aynı tür rolleri vermek |
typecast |
|
iki telden aynı anda ses çıkarmakClick to Search iki telden aynı anda ses çıkarmak |
double stop |
|
insanların aynı soydan geldiği inancıClick to Search insanların aynı soydan geldiği inancı |
monogenesis |
|
konuyu aynı yönden ele alanClick to Search konuyu aynı yönden ele alan |
synoptic |
|
kökeni aynı olanClick to Search kökeni aynı olan |
collateral |
|
kökü aynı olanClick to Search kökü aynı olan |
cognate |
|
kökü aynı olan sözcükClick to Search kökü aynı olan sözcük |
cognate |
|
neredeyse aynıClick to Search neredeyse aynı |
much the same |
|
ölçüsü aynıClick to Search ölçüsü aynı |
equal in size, of equal size |
|
radyo ve televizyondan aynı anda yayınlanan yayınClick to Search radyo ve televizyondan aynı anda yayınlanan yayın |
simulcast |
|
soyu aynı olmaClick to Search soyu aynı olma |
filiation |
|
tabiatı aynı olanClick to Search tabiatı aynı olan |
connatural |
|
tamamen aynı fikirde olmakClick to Search tamamen aynı fikirde olmak |
see eye to eye with smb |
|
tıpatıp aynıClick to Search tıpatıp aynı |
replica, spit |
|
tıpatıp aynı olmakClick to Search tıpatıp aynı olmak |
be the spit of smb |
|
üçü de aynı şeylerClick to Search üçü de aynı şeyler |
triplicate |
|