acıClick to Search acı |
pref. gonio |
|
pain; ache, hurt, sting, gnawing, suffering, worry, heartbreak, sorrow, grief, misery, affliction, anguish, distress, pang |
|
hot, very warm; bitter, peppery, brackish, acrid, biting; painful, sad, sorrowful, lamentable, grievous, tragic, sardonic, scathing, shrill, splitting, harsh, severe, incisive, trenchant |
|
angle, bevel, corner acımak |
|
hurt, ache; feel sorry for, be sorry for, feel pity for, pity smb., commiserate, have compassion, feel for smb., have mercy, pity, relent, rue, smart, sympathize |
|
acı acı ağlamakClick to Search acı acı ağlamak |
weep bitterly |
|
acı acı bağırmakClick to Search acı acı bağırmak |
shriek, shrill, screech, wail |
|
acı acı havlamaClick to Search acı acı havlama |
yap |
|
acı acı havlamakClick to Search acı acı havlamak |
yap |
|
acı ana çözeltiClick to Search acı ana çözelti |
bittern |
|
acı baklaClick to Search acı bakla |
lupin |
|
acı balıkClick to Search acı balık |
bitterling |
|
acı biberClick to Search acı biber |
cayenne pepper |
|
acı biber sosuClick to Search acı biber sosu |
Tabasco |
|
acı bir şekildeClick to Search acı bir şekilde |
sadly, sardonically |
|
acı biraClick to Search acı bira |
bitter beer |
|
acı bira şerbetiClick to Search acı bira şerbeti |
bittern |
|
acı çekenClick to Search acı çeken |
suffering |
|
acı çeken kimseClick to Search acı çeken kimse |
sufferer |
|
acı çekmeClick to Search acı çekme |
agony |
|
acı çekmekClick to Search acı çekmek |
suffer, be in pain, lament, be pinched, sting |
|
acı çektiren kimseClick to Search acı çektiren kimse |
tormentor, torturer |
|
acı çektirmekClick to Search acı çektirmek |
agonize, persecute, torment |
|
acı doluClick to Search acı dolu |
sardonically |
|
acı duymazClick to Search acı duymaz |
impassible |
|
acı eleştiriClick to Search acı eleştiri |
vitriol |
|
acı feryatClick to Search acı feryat |
screech, shriek |
|
acı gelmekClick to Search acı gelmek |
be wormwood to |
|
acı gerçeklerClick to Search acı gerçekler |
naked facts |
|
acı hissetmekClick to Search acı hissetmek |
feel any pain |
|
acı hissiClick to Search acı hissi |
sense of pain |
|
acı içindeClick to Search acı içinde |
under the harrow |
|
acı kırmızı biberClick to Search acı kırmızı biber |
Tabasco |
|
acı kokteyl sosuClick to Search acı kokteyl sosu |
angostura bitter |
|
acı konuşmakClick to Search acı konuşmak |
vitriolize |
|
acı olarakClick to Search acı olarak |
bitterly, poignantly |
|
acı olmaClick to Search acı olma |
grievousness |
|
acı olmakClick to Search acı olmak |
sting |
|
acı patlıcanı kırağı çalmazClick to Search acı patlıcanı kırağı çalmaz |
i. ill weeds grow apace |
|
acı sonClick to Search acı son |
bitter end |
|
acı sözClick to Search acı söz |
scorcher, sting |
|
acı şekildeClick to Search acı şekilde |
tragically |
|
acı şeyClick to Search acı şey |
gall, wormwood |
|
acı tereClick to Search acı tere |
cardamine |
|
acı ve baharatlı yemekClick to Search acı ve baharatlı yemek |
devil |
|
acı ve üzüntüyü yok eden ilaçClick to Search acı ve üzüntüyü yok eden ilaç |
nepenthe, legendary drug that caused one to forget his troubles or sorrow |
|
acı verenClick to Search acı veren |
hurtful, afflictive, agonizing, excruciating |
|
acı veren şeyClick to Search acı veren şey |
wormwood |
|
acı vermekClick to Search acı vermek |
afflict, distress, excruciate, harrow, pinch, be wormwood to |
|
acıağaçClick to Search acıağaç |
quassia |
|
acıbademClick to Search acıbadem |
bitter almond |
|
acıbadem kurabiyesiClick to Search acıbadem kurabiyesi |
macaroon, marchpane, marzipan |
|
acıcaClick to Search acıca |
painful, aching |
|
acıdan allak bullak olmuşClick to Search acıdan allak bullak olmuş |
drawn with pain |
|
acıdan kıvrananClick to Search acıdan kıvranan |
twisted with pain |
|
acıdan kıvranmakClick to Search acıdan kıvranmak |
be convulsed with pain, writhe |
|
acıdaşClick to Search acıdaş |
fellow sufferer |
|
acıdığındanClick to Search acıdığından |
on compassionate ground |
|
acıkClick to Search acık |
bitterness; mourning |
|
acıkılmakClick to Search acıkılmak |
feel hungry, be without food or water for a long period of time |
|
acıkılmamakClick to Search acıkılmamak |
(negative form of acıkılmak) feel hungry, be without food or water for a long period of time |
|
acıklıClick to Search acıklı |
pathetic, sad, weepy, tearful, sorrowful, touching, piteous, distressing, distressful, deplorable, depressing, dolorous, hurtful, lugubrious, rueful, woeful |
|
acıklı bir biçimdeClick to Search acıklı bir biçimde |
distressfully, distressingly |
|
acıklı filmClick to Search acıklı film |
tearjerker, weepy |
|
acıklı hikayeClick to Search acıklı hikaye |
tearjerker |
|
acıkmakClick to Search acıkmak |
get hungry, feel hungry, feel peckish |
|
acıkmamakClick to Search acıkmamak |
(negative form of acıkmak) get hungry, feel hungry, feel peckish |
|
acıktırmakClick to Search acıktırmak |
deprive food from someone |
|
acıktırmamakClick to Search acıktırmamak |
(negative form of acıktırmak) deprive food from someone |
|
acılandırmakClick to Search acılandırmak |
to make (something) bitter, embitter; to make (something) hot (to the taste), make (something) peppery; to make (butter) rancid; to sour (wine); to cause (someone) to grieve |
|
acılanmakClick to Search acılanmak |
to grieve; |
|
acılar içinde can çekişmeClick to Search acılar içinde can çekişme |
death throes |
|
acılara göğüs germeClick to Search acılara göğüs germe |
stoicism |
|
acılara katlananClick to Search acılara katlanan |
stoic, stoical |
|
acılara katlanan kişiClick to Search acılara katlanan kişi |
stoic |
|
acılaşmakClick to Search acılaşmak |
to go bitter, develop a bitter taste; to get a bitter taste (in one´s mouth) (for butter) to become rancid; (for wine) to go sour; (for a cry, a sound) to become poignant; (for words) to become caustic |
|
acılaştırmakClick to Search acılaştırmak |
acerbate, annoy, irritate |
|
acılaştırmamakClick to Search acılaştırmamak |
(negative form of acılaştırmak) acerbate, annoy, irritate |
|
acılatmakClick to Search acılatmak |
spice, add a spice to (of food) |
|
acılatmamakClick to Search acılatmamak |
(negative form of acılatmak) spice, add a spice to (of food) |
|
acılıClick to Search acılı |
sad, mourning, sorrowful, heartbroken, heartsick, heartsore, disconsolate; hot, spicy |
|
acılı bir biçimdeClick to Search acılı bir biçimde |
sorely |
|
acılı hint baharatıClick to Search acılı hint baharatı |
curry, curry powder |
|
acılı hint yemeğiClick to Search acılı hint yemeği |
curry |
|
acılı olmaClick to Search acılı olma |
grievousness |
|
acılı olmaClick to Search acılı olma |
angularity |
|
acılıkClick to Search acılık |
bitterness, acerbity, bite, bitter, heat, piquancy, poignancy, pungency |
|
acımaClick to Search acıma |
pity, compassion; ache, aching, painfulness |
|
acımakClick to Search acımak |
hurt, ache; feel sorry for, be sorry for, feel pity for, pity smb., commiserate, have compassion, feel for smb., have mercy, pity, relent, rue, smart, sympathize |
|
acımamakClick to Search acımamak |
(negative form of acımak) hurt, ache; feel sorry for, be sorry for, feel pity for, pity smb., commiserate, have compassion, feel for smb., have mercy, pity, relent, rue, smart, sympathize |
|
acımarulClick to Search acımarul |
endive, type of chicory, plant whose leaves are used in salads |
|
acımasızClick to Search acımasız |
despot |
|
acımasızClick to Search acımasız |
hard hearted, pitiless, cruel, tyrannic, atrocious, brutal, coldhearted, cutthroat, dead, ferocious, fiendish, flinty, grim, harsh, implacable, inclement, inexorable, inhumane, merciless, outrageous, relentless, without remorse, ruthless, slashing |
|
acımasız eleştiriClick to Search acımasız eleştiri |
onslaught |
|
acımasız kadınClick to Search acımasız kadın |
Harpy |
|
acımasızcaClick to Search acımasızca |
in cold blood, cruelly, atrociously, coldheartedly, insensibly, mercilessly, unmercifully |
|
acımasızca dövmekClick to Search acımasızca dövmek |
clobber |
|
acımasızca eleştirmekClick to Search acımasızca eleştirmek |
cut up, scarify, slam |
|
acımasızlaşmakClick to Search acımasızlaşmak |
harden, make hard or tough, become hard or tough |
|
acımasızlaşmamakClick to Search acımasızlaşmamak |
(negative form of acımasızlaşmak) harden, make hard or tough, become hard or tough |
|
acımasızlıkClick to Search acımasızlık |
cruelty, pitilessness, atrocity, harshness, implacability, ruthlessness, truculence |
|
acımışClick to Search acımış |
rancid |
|
acımsıClick to Search acımsı |
bitterish, bitter to a certain extent |
|
acımtırakClick to Search acımtırak |
bitterish, bitter to a certain extent |
|
acın kabadayısıClick to Search acın kabadayısı |
(Slang) a penniless but generous person |
|
acınacakClick to Search acınacak |
pitiable, regrettable, deplorable, lamentable, rueful, woeful |
|
acınacak haldeClick to Search acınacak halde |
pitiful, deplorable, pitiable, miserable, piteous, sorry, wretched |
|
acınacak halde olanClick to Search acınacak halde olan |
sniveling, snivelling (In British) |
|
acınacak haldeki şövalyeClick to Search acınacak haldeki şövalye |
the knight of the rueful countenance |
|
acınacak şeyClick to Search acınacak şey |
pity |
|
acınasıClick to Search acınası |
miserable, wretched |
|
acındırmakClick to Search acındırmak |
arouse, excite |
|
acındırmamakClick to Search acındırmamak |
(negative form of acındırmak) arouse, excite |
|
acınılmakClick to Search acınılmak |
impersonal passive to feel sorry for |
|
acınılmamakClick to Search acınılmamak |
(negative form of acınılmak) impersonal passive to feel sorry for |
|
acınmakClick to Search acınmak |
be pitied |
|
acınmamakClick to Search acınmamak |
(negative form of acınmak) be pitied |
|
acırakClick to Search acırak |
somewhat bitter |
|
acısı çıkacakClick to Search acısı çıkacak |
there is the deuce to pay |
|
acısı fena çıkacakClick to Search acısı fena çıkacak |
there is the devil to pay |
|
acısı geçmemekClick to Search acısı geçmemek |
rankle |
|
acısını çekmekClick to Search acısını çekmek |
suffer |
|
acısını çıkarmaClick to Search acısını çıkarma |
revenge |
|
acısını çıkarmakClick to Search acısını çıkarmak |
take revenge for, have one`s revenge, compensate oneself for, be revenged, serve smb. out, avenge, get even with, pay back, pay off, pay out, reciprocate, requite |
|
acısını paylaşmaClick to Search acısını paylaşma |
sympathy |
|
acısını paylaşmakClick to Search acısını paylaşmak |
condole |
|
acısızClick to Search acısız |
not hurting, causing no pain; painless, without pain; mild, not spicy, without seasoning |
|
acısız ölümClick to Search acısız ölüm |
euthanasia |
|
acıtanClick to Search acıtan |
painful, aching; stinging, hurtful |
|
acıtıcıClick to Search acıtıcı |
painful, causing pain, aching |
|
acıtmadanClick to Search acıtmadan |
painlessly, without pain or discomfort |
|
acıtmakClick to Search acıtmak |
hurt, cause pain, pain, sting, cause to suffer; embitter, make bitter, give something a bitter taste; spice, flavor with a spice, add pepper to something |
|
acıtmamakClick to Search acıtmamak |
(negative form of acıtmak) hurt, cause pain, pain, sting, cause to suffer; embitter, make bitter, give something a bitter taste; spice, flavor with a spice, add pepper to something |
|
acıyanClick to Search acıyan |
aching, hurting, painful; sore |
|
acıyarakClick to Search acıyarak |
pityingly, compassionately, mercifully, sympathetically |
|
acıyıcıClick to Search acıyıcı |
compassionate, merciful, sympathetic, full of pity |
|
acıyla havlamaClick to Search acıyla havlama |
yelp, yip |
|
acıyla havlamakClick to Search acıyla havlamak |
yelp, yip |
|
bıçak gibi saplanan acıClick to Search bıçak gibi saplanan acı |
stitch |
|
bitmek bilmeyen acıClick to Search bitmek bilmeyen acı |
a running sore |
|
çok acı biberClick to Search çok acı biber |
cayenne |
|
çok acı çekmekClick to Search çok acı çekmek |
have suffered a great deal |
|
çok acı sözClick to Search çok acı söz |
vitriol |
|
günahtan arınmak için acı çekilen yerClick to Search günahtan arınmak için acı çekilen yer |
purgatory |
|
Hazreti ısa`nın çarmıha gerildiğinde çektiği acıClick to Search Hazreti ısa`nın çarmıha gerildiğinde çektiği acı |
Passion |
|
manevi acı ile dökülen gözyaşlarıClick to Search manevi acı ile dökülen gözyaşları |
scalding tears |
|