Definition of KOL, Meaning of KOL, Translation of KOL

bataklıklı kol Click to Search bataklıklı kol
bayou, branch of a river

beşinci kol Click to Search beşinci kol
fifth column

büzgülü kol Click to Search büzgülü kol
puffed sleeve

delta yapan kol Click to Search delta yapan kol
distributary

kabarık kol Click to Search kabarık kol
puffed sleeve

karpuz kol Click to Search karpuz kol
balloon sleeve

kısa kol Click to Search kısa kol
armlet

kol Click to Search kol
branch (bitki)

kol Click to Search kol
sleeve (giysi)

kol Click to Search kol
arm; foreleg, branch, stolon; subsection, crank, embranchment, limb, offset, ramification, rod, rounds, tappet, wing, sleeve; handle, stick

kol ağzı Click to Search kol ağzı
cuff, wristband

kol askısı Click to Search kol askısı
sling

kol dayama yeri Click to Search kol dayama yeri
armrest

kol demiri Click to Search kol demiri
crossbar, crowbar

kol düğmesi Click to Search kol düğmesi
cufflink, link

kol düzeni Click to Search kol düzeni
sleeve

kol gezmek Click to Search kol gezmek
stalk

kol gücü ile yapmak Click to Search kol gücü ile yapmak
manhandle

kol ile ilgili Click to Search kol ile ilgili
brachial

kol kemiği Click to Search kol kemiği
humerus

kol kemiğine ait Click to Search kol kemiğine ait
humeral

kol saati Click to Search kol saati
watch, wristwatch, wristlet watch

kol saati Click to Search kol saati
wrist watch

kol saati kurma düğmesi Click to Search kol saati kurma düğmesi
stem

kol şeridi Click to Search kol şeridi
chevron

kol testeresi Click to Search kol testeresi
frame saw

kol va bacaklarını sararak tırmanmak Click to Search kol va bacaklarını sararak tırmanmak
swarm, swarm up

kol ve ayak bileklerini birbirine bağlamak Click to Search kol ve ayak bileklerini birbirine bağlamak
spread-eagle

Kol. Şrt. Click to Search Kol. Şrt.
(abbr. for Kolektif Şirket) unlimited company; general partnership

kola Click to Search kola
coke, soda, starch, stiffening, cola

kola cevizi Click to Search kola cevizi
colanut

kola makinesi Click to Search kola makinesi
soda fountain, jerk

kola makinesi tezgahtarı Click to Search kola makinesi tezgahtarı
soda jerker, soda jerk

kolacı Click to Search kolacı
person who starches and irons clothes; shop where starching and ironing is done

kolaçan Click to Search kolaçan
look-over, quick inspection, survey (done covertly or unobtrusively)

kolaçan etmek Click to Search kolaçan etmek
to have a quick look-see around (a place) (by walking); unobtrusively to survey (a place) (with one´s eyes)

kolaçan etmek Click to Search kolaçan etmek
pry about, spy out, prowl, walk about

kolağası Click to Search kolağası
Ottoman an army officer who ranked above a captain and below a major

kolaj Click to Search kolaj
collage

kolaj tekniğiyle yapılmış resim Click to Search kolaj tekniğiyle yapılmış resim
collage

kolalamak Click to Search kolalamak
starch, stiffen, clearstarch

kolalamamak Click to Search kolalamamak
(negative form of kolalamak) starch, stiffen, clearstarch

kolalanmak Click to Search kolalanmak
to be starched

kolalanmamış Click to Search kolalanmamış
unsized

kolalatmak Click to Search kolalatmak
to have (someone) starch (something)

kolalayıp ütülemek Click to Search kolalayıp ütülemek
clearstarch

kolalı Click to Search kolalı
starched, starchy

kolalı içecek Click to Search kolalı içecek
coke

kolan Click to Search kolan
stout band or binding; (saddle) girth, cinch, bellyband, surcingle; binding (used to support the springs of an upholstered chair or couch); rope (of a swing)

kolan salıncağı Click to Search kolan salıncağı
a rope swing

kolan vurmak Click to Search kolan vurmak
to girth (a horse); to pump a swing while standing up

kolanla sıkıştırmak Click to Search kolanla sıkıştırmak
girth

kolaps Click to Search kolaps
collapse

kolasını gidermek Click to Search kolasını gidermek
decatize (ipek)

kolay Click to Search kolay
easy, simple; easily; easy way (to do something)

kolay aldanan Click to Search kolay aldanan
gullible

kolay aldatılan Click to Search kolay aldatılan
deceivable

kolay anlamayan Click to Search kolay anlamayan
unreceptive

kolay anlaşılan Click to Search kolay anlaşılan
articulate

kolay anlaşılan şey Click to Search kolay anlaşılan şey
continuity

kolay aşık olan Click to Search kolay aşık olan
susceptible

kolay av Click to Search kolay av
sitting duck, sitter

kolay bozulan Click to Search kolay bozulan
perishable

kolay bulunabilme Click to Search kolay bulunabilme
accessibility

kolay dağılır Click to Search kolay dağılır
friable

kolay değil Click to Search kolay değil
no picnic

kolay elde edilen başarı Click to Search kolay elde edilen başarı
cheap victory

kolay erkek Click to Search kolay erkek
an easy lay

kolay etkilenen Click to Search kolay etkilenen
impressible, impressionable

kolay farkedilmez Click to Search kolay farkedilmez
subtile

kolay galibiyet Click to Search kolay galibiyet
walkaway, walkover

kolay gelsin Click to Search kolay gelsin
I hope it´s going smoothly./I hope it will go smoothly (said to someone who is either doing or planning to do a job)

kolay giyilen Click to Search kolay giyilen
slip on

kolay giyilen şey Click to Search kolay giyilen şey
slip on

kolay hedef Click to Search kolay hedef
sitting duck

kolay heyecanlanan Click to Search kolay heyecanlanan
excitable

kolay inanan Click to Search kolay inanan
simple-hearted, simple minded

kolay inanırlık Click to Search kolay inanırlık
simple mindedness

kolay incinir Click to Search kolay incinir
vulnerable

kolay iş Click to Search kolay iş
simple job, easy job, child`s play, Mickey Mouse, snap, set up, shade, sitter, snip

kolay işlenemez Click to Search kolay işlenemez
refractory

kolay kanan kimse Click to Search kolay kanan kimse
pushover

kolay kazanç Click to Search kolay kazanç
gravy

kolay kazanılan başarı Click to Search kolay kazanılan başarı
walkaway, walkover

kolay kazanılan galibiyet Click to Search kolay kazanılan galibiyet
romp

kolay kazanılan şey Click to Search kolay kazanılan şey
snip

kolay kazanılmış Click to Search kolay kazanılmış
runaway

kolay kazanılmış maç Click to Search kolay kazanılmış maç
runaway match

kolay kazanılmış zafer Click to Search kolay kazanılmış zafer
runaway victory

kolay kazanma Click to Search kolay kazanma
walkover

kolay kazanmak Click to Search kolay kazanmak
earn easily, win easily, walk over, run away, romp through, romp

kolay kırılır Click to Search kolay kırılır
fragile, brittle, frail, frangible

kolay kırılma Click to Search kolay kırılma
frailty

kolay kız Click to Search kolay kız
an easy lay

kolay kızaran Click to Search kolay kızaran
rubicund

kolay kolay Click to Search kolay kolay
(with negative verbs only) easily

kolay kolay kızmayan Click to Search kolay kolay kızmayan
slow to wrath

kolay paniğe kapılan Click to Search kolay paniğe kapılan
panicky

kolay para Click to Search kolay para
easy money, money for jam, money for old rope

kolay para kazanmak Click to Search kolay para kazanmak
get on the gravy train

kolay sinirlenir Click to Search kolay sinirlenir
short tempered, huffish, huffy, inflammable, irascible

kolay sinirlenme Click to Search kolay sinirlenme
quickness

kolay sinirlenmeyen Click to Search kolay sinirlenmeyen
slow to wrath

kolay şekil alan Click to Search kolay şekil alan
waxen, waxy

kolay şey Click to Search kolay şey
simple thing, Mickey Mouse, jam, money for jam

kolay ulaşılır Click to Search kolay ulaşılır
easy of access

kolay ulaşılır yerde Click to Search kolay ulaşılır yerde
within easy reach

kolay yatışır Click to Search kolay yatışır
placable

kolay yatıştırılma Click to Search kolay yatıştırılma
placability

kolay yenmek Click to Search kolay yenmek
mop the floor with

kolayca Click to Search kolayca
easily, lightly, smoothly, readily, with ease, facilely, hands down, light, swimmingly, well

kolayca galip olmak Click to Search kolayca galip olmak
walk over

kolayca halletme Click to Search kolayca halletme
smooth sledding

kolayca kazanmak Click to Search kolayca kazanmak
walk away with, win hands down

kolayca söylenen Click to Search kolayca söylenen
glib

kolayca yapılan Click to Search kolayca yapılan
open-and-shut

kolayca yenmek Click to Search kolayca yenmek
walk away from

kolayca yükselmek Click to Search kolayca yükselmek
get on the gravy train

kolaycacık Click to Search kolaycacık
very easily

kolayda Click to Search kolayda
handy; within easy reach

kolayına bakmak Click to Search kolayına bakmak
to choose or look for the easiest way (of doing something)

kolayına gelmek Click to Search kolayına gelmek
to be easy or convenient (for)

kolayına kaçmak Click to Search kolayına kaçmak
to take the easy way out (of a difficulty)

kolayını bulmak Click to Search kolayını bulmak
to find an easy way to do (something)

kolayını bulmak Click to Search kolayını bulmak
make it convenient

kolaylamak Click to Search kolaylamak
to finish most of (a job); to finish the hardest part of (a job), break the back of (a job)

kolaylanmak Click to Search kolaylanmak
(for most of a job) to be finished; (for the hardest part of a job) to be over, (for a job) to become smooth sailing

kolaylaşmak Click to Search kolaylaşmak
to get easy

kolaylaştırıcı Click to Search kolaylaştırıcı
facilitative

kolaylaştırılmış Click to Search kolaylaştırılmış
simplified

kolaylaştırma Click to Search kolaylaştırma
facilitation

kolaylaştırmak Click to Search kolaylaştırmak
make easy, ease, facilitate, be helpful, catalyze, expedite, further, pave the way, remit, short circuit, simplify, smooth, streamline

kolaylaştırmamak Click to Search kolaylaştırmamak
(negative form of kolaylaştırmak) make easy, ease, facilitate, be helpful, catalyze, expedite, further, pave the way, remit, short circuit, simplify, smooth, streamline

kolaylık Click to Search kolaylık
convenience, ease, facility, easiness, simplicity, airiness, straightforwardness

kolaylıkla Click to Search kolaylıkla
easily, with ease

kolaylıkla kazanmak Click to Search kolaylıkla kazanmak
win hands down

kolbaşı Click to Search kolbaşı
foreman

kolböreği Click to Search kolböreği
a pastry made of thin dough twisted into long rolls and filled with cheese or ground meat

kolcu Click to Search kolcu
watchman, guard

kolculuk Click to Search kolculuk
being a watchman or guard

kolçak Click to Search kolçak
brassard, armlet, armband

koldan aşı Click to Search koldan aşı
shot in the arm

koldan iğne Click to Search koldan iğne
shot in the arm

koldaş Click to Search koldaş
work associate, colleague

koldaşlık Click to Search koldaşlık
colleagueship

koledok Click to Search koledok
choledoch, choledochal; choledoch duct, choledochus, the common bile duct

kolej Click to Search kolej
formerly a high school giving special attention to the teaching of a foreign language, college-preparatory school, preparatory school, prep school

kolejler arası Click to Search kolejler arası
intercollegiate

kolejli Click to Search kolejli
formerly student at a kolej, preppie

kolejlilere özgü Click to Search kolejlilere özgü
collegiate

koleksiyon Click to Search koleksiyon
(a) collection (of objects)

koleksiyon yapmak Click to Search koleksiyon yapmak
collect

koleksiyoncu Click to Search koleksiyoncu
collector, gatherer, gleaner

koleksiyoncu pulları Click to Search koleksiyoncu pulları
collector`s stamps

koleksiyonculuk Click to Search koleksiyonculuk
collecting, being a collector

kolektif Click to Search kolektif
collective, joint

kolektif şirket Click to Search kolektif şirket
unlimited company; general partnership

kolektivist Click to Search kolektivist
collectivist

kolektivizm Click to Search kolektivizm
collectivism

kolektör Click to Search kolektör
collector

kolera Click to Search kolera
cholera

kolera basili Click to Search kolera basili
comma bacillus

koleralı Click to Search koleralı
infected with cholera

kolerasyon Click to Search kolerasyon
correlation

kolesterin Click to Search kolesterin
cholesterin

kolesterol Click to Search kolesterol
cholesterol

kolhoz Click to Search kolhoz
kolkhoz

koli Click to Search koli
parcel/package (that is mailed or shipped)

kolibasil Click to Search kolibasil
coli bacillus, colon bacillus

kolibri Click to Search kolibri
hummingbird, snowcap

kolik Click to Search kolik
colic

kolik Click to Search kolik
colonic

kolik türünden Click to Search kolik türünden
colicky

kolit Click to Search kolit
colitis

kolkola Click to Search kolkola
arm in arm

kolkola girmek Click to Search kolkola girmek
link arms

kollama Click to Search kollama
lookout

kollamak Click to Search kollamak
to watch for, look out for, be on the alert for; to protect, look after; to scan, observe carefully

kollamamak Click to Search kollamamak
(negative form of kollamak) watch, bide

kollanmak Click to Search kollanmak
to be watched for; to be protected; to be observed

kollara ayırmak Click to Search kollara ayırmak
departmentalize

kollara ayrılma Click to Search kollara ayrılma
ramification

kollara ayrılmak Click to Search kollara ayrılmak
branch, branch off, ramify

kolları sıvamak Click to Search kolları sıvamak
roll up one`s sleeves

kolların genişliği Click to Search kolların genişliği
span

kollarına almak Click to Search kollarına almak
take smb. in one`s arms, fold in one`s arms, clasp smb. in one`s arms, nurse

kollarına atılmak Click to Search kollarına atılmak
fly into smb.`s arms, throw oneself at smb

kollarını bağlamak Click to Search kollarını bağlamak
pinion

kollarını kavuşturmak Click to Search kollarını kavuşturmak
fold one`s arms

kollarını sallamak Click to Search kollarını sallamak
swing one`s arms, wave one`s arms

kollarını sıvamak Click to Search kollarını sıvamak
roll up one`s sleeves

kollarıyla kendini yukarıya çekmek Click to Search kollarıyla kendini yukarıya çekmek
chin oneself up

kollektif şirket Click to Search kollektif şirket
unlimited company

kollu Click to Search kollu
sleeved

kollu büyük şamdan Click to Search kollu büyük şamdan
candelabra, candelabrum

kollu kantar Click to Search kollu kantar
steelyard

kollu laterna Click to Search kollu laterna
hand organ

kollu testere Click to Search kollu testere
hacksaw

kolluk Click to Search kolluk
arm floats, oversleeve

kolodyum Click to Search kolodyum
collodion

kolofan Click to Search kolofan
colophony

koloidal Click to Search koloidal
colloidal, colloid

koloit Click to Search koloit
colloid, gel

kolokyum Click to Search kolokyum
conference, meeting; colloquium

Kolombiya Click to Search Kolombiya
Colombia

Kolombiya`ya ait Click to Search Kolombiya`ya ait
colombian

Kolombiyalı Click to Search Kolombiyalı
Colombian

kolon Click to Search kolon
column; (Anatomy term) colon; riser, conduit (for electricity, water, or gas); speaker cabinet

kolon ile ilgili Click to Search kolon ile ilgili
colonic

koloni Click to Search koloni
colony

koloni ile ilgili Click to Search koloni ile ilgili
colonial

kolonicilik Click to Search kolonicilik
colonialism

koloniye bağımsızlık vermek Click to Search koloniye bağımsızlık vermek
decolonize

kolonya Click to Search kolonya
eau de Cologne

kolonyalı şapka Click to Search kolonyalı şapka
sun helmet, topee

koloratür Click to Search koloratür
coloratura

koloratür sanatçısı Click to Search koloratür sanatçısı
coloratura

kolordu Click to Search kolordu
army corps, corps

kolorimetre Click to Search kolorimetre
colorimeter

kolorimetri Click to Search kolorimetri
colorimetry

kolpo Click to Search kolpo
(Slang) the right moment; chance, opportunity; shot (in billiards); (Slang) trick, ruse, something funny

kolpo ya getirmek Click to Search kolpo ya getirmek
to wait for/find the right time to do (something)

kolpoya düşmek Click to Search kolpoya düşmek
to be taken in, be hoodwinked

kolsal Click to Search kolsal
(Anatomy term) brachial

kolsuz Click to Search kolsuz
sleeveless (elbise)

kolsuz bluz Click to Search kolsuz bluz
singlet

kolsuz manto Click to Search kolsuz manto
mantle, pall

kolsuz ve başsız gövde Click to Search kolsuz ve başsız gövde
torso

koltuğa gömülmek Click to Search koltuğa gömülmek
sink into a chair

koltuğu kaptırmamak Click to Search koltuğu kaptırmamak
keep one`s seat

koltuğundan etmek Click to Search koltuğundan etmek
unseat

koltuğunu kaptırmak Click to Search koltuğunu kaptırmak
loose one`s seat

Koltuk Click to Search Koltuk
Cassiopeia; Cassiopeia´s Chair

koltuk altı Click to Search koltuk altı
armpit, axilla

koltuk avcısı Click to Search koltuk avcısı
spoilsman

koltuk değneği Click to Search koltuk değneği
crutch

koltuk kavgası Click to Search koltuk kavgası
quarrel over who gets a desirable post

koltuk örtüsü Click to Search koltuk örtüsü
antimacassar

koltuk sayısı Click to Search koltuk sayısı
seating capacity

koltukçu Click to Search koltukçu
upholsterer

koltukçuluk Click to Search koltukçuluk
making or selling armchairs; being a flatterer

koltuklama Click to Search koltuklama
carrying something under one´s arm; flattery

koltuklamak Click to Search koltuklamak
to tuck (something) under one´s arm; to take (someone´s) arm (to support him); to flatter

koltuklanmak Click to Search koltuklanmak
to be flattered

koltukları kabarmak Click to Search koltukları kabarmak
swell

koltuklarını kabartmak Click to Search koltuklarını kabartmak
swell

koltuklu Click to Search koltuklu
(chair) that has arms

koltukluk Click to Search koltukluk
dress shield

koltuksuz Click to Search koltuksuz
seatless

kolu bacağı kesilmiş kimse Click to Search kolu bacağı kesilmiş kimse
basket case

kolun arkaya bükülmesi Click to Search kolun arkaya bükülmesi
hammer lock

kolun ön kısmı Click to Search kolun ön kısmı
forearm

koluna girmek Click to Search koluna girmek
link arms

kolundan yaralamak Click to Search kolundan yaralamak
wing

kolunu arkaya bükerek götürmek Click to Search kolunu arkaya bükerek götürmek
frog march

kolunu bükmek Click to Search kolunu bükmek
twist smb.`s arm

kolunu çıkarmak Click to Search kolunu çıkarmak
dislocate one`s arm

kolunu kanadını kırmak Click to Search kolunu kanadını kırmak
pinion

kolunu silkelemek Click to Search kolunu silkelemek
pump handle

kolye Click to Search kolye
necklace

kolyeli ardıçkuşu Click to Search kolyeli ardıçkuşu
ring ouzel, ring ousel

kolyoz Click to Search kolyoz
spanish mackerel

kolza Click to Search kolza
colza, rape, cole

kolza tohumu Click to Search kolza tohumu
rapeseed

kolza yağı Click to Search kolza yağı
colza oil, rapeoil, sweet oil

pelerin kol Click to Search pelerin kol
dolman sleeve

sağ kol Click to Search sağ kol
right arm, right hand man, lieutenant, henchman

tenis oynamaktan olan kol ağrısı Click to Search tenis oynamaktan olan kol ağrısı
tennis arm

tramvaya elektrik veren kol Click to Search tramvaya elektrik veren kol
trolley, trolley pole

KOL

Linguatic Turkish English Dictionary

bataklıklı kol

beşinci kol

büzgülü kol

delta yapan kol

kabarık kol

karpuz kol

kısa kol

kol

kol

kol

kol ağzı

kol askısı

kol dayama yeri

kol demiri

kol düğmesi

kol düzeni

kol gezmek

kol gücü ile yapmak

kol ile ilgili

kol kemiği

kol kemiğine ait

kol saati

kol saati

kol saati kurma düğmesi

kol şeridi

kol testeresi

kol va bacaklarını sararak tırmanmak

kol ve ayak bileklerini birbirine bağlamak

Kol. Şrt.

kola

kola cevizi

kola makinesi

kola makinesi tezgahtarı

kolacı

kolaçan

kolaçan etmek

kolaçan etmek

kolağası

kolaj

kolaj tekniğiyle yapılmış resim

kolalamak

kolalamamak

kolalanmak

kolalanmamış

kolalatmak

kolalayıp ütülemek

kolalı

kolalı içecek

kolan

kolan salıncağı

kolan vurmak

kolanla sıkıştırmak

kolaps

kolasını gidermek

kolay

kolay aldanan

kolay aldatılan

kolay anlamayan

kolay anlaşılan

kolay anlaşılan şey

kolay aşık olan

kolay av

kolay bozulan

kolay bulunabilme

kolay dağılır

kolay değil

kolay elde edilen başarı

kolay erkek

kolay etkilenen

kolay farkedilmez

kolay galibiyet

kolay gelsin

kolay giyilen

kolay giyilen şey

kolay hedef

kolay heyecanlanan

kolay inanan

kolay inanırlık